İnsanlığa sunmuş oldukları refah ve bereket ile ilk şehirlerin ve organize devletlerin yanı başlarında kurulmasına imkân sağlayan nehirler; özellikle Ortaçağ'da, karayolu üzerinde karşılaşılan vergi, haraç, yol kesme ve uzun süren kervan yolculuklarının beraberinde getirdiği zorlukları ve problemleri ortadan kaldırdıklarından dolayı oldukça önemli bir misyona sahiplerdi. Öyle ki nehir üzerinde seyreden bir kayık, her zaman bir deveden veya yük katırından daha fazla yük taşıyabildiği gibi şayet seyir akıntı yönünde devam edecek olursa kara yoluyla ulaşıma kıyas ile çok daha hızlı hedefe varabiliyordu. Böylece daha çok ürünün daha kısa zamanda taşınması ile hem maliyetler düşüyor hem de daha kârlı bir ticarete imkân sağlanıyordu. İşte bu bağlamda Ortaçağ medeniyetine büyük bir değer katan Nil, Fırat ve Dicle nehirleri; gerek çorak toprakların sulanıp bereketlenmesi gerekse de üzerlerindeki taşımacılık faaliyetleri ile birçok ürünün bölgelerarası el değiştirmesine katkıda bulunarak geçtikleri yerlere adeta hayat kaynağı olmuşlardır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Tarih |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2016 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ocak 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 25 Sayı: 1 |