@article{article_412828, title={Zerkeşî ve et-Tezkire fi’l-Ehâdîsi’l-Müştehira İsimli Eserinde Rivayetleri Değerlendirme Yöntemi}, journal={Cumhuriyet İlahiyat Dergisi}, volume={22}, pages={215–232}, year={2018}, DOI={10.18505/cuid.412828}, author={Akdoğan, Muhammed}, keywords={Hadis,Zerkeşî,et-Tezkire,Mısır,Memlükler}, abstract={<p class="MsoNormal" style="text-align:justify;margin:0cm 0cm .0001pt;">Türk asıllı olan Zerkeşî, Memlükler döneminde yetişmiş önemli bir hadîs, fıkıh ve tefsir âlimidir. O, Moğultay b. Kılıç et-Türkî (ö. 762/1360), Ebu’l-Fidâ’ İbn Kesîr (ö. 774/1372) ve Cemâleddîn el-İsnevî (ö. 772/1370) gibi döneminin önde gelen ulemâsından istifade etmiş ve bunların gözetiminde yetişmiştir. Ancak onun Birmâvî (ö. 831/1428) dışında meşhur bir talebesi ise bilinmemektedir. Yaptığı çalışmaların yarısına yakını fıkıh ve fıkıh usulüyle ilgili olmakla birlikte hadîs ilminde de önemi haiz eserler yazmıştır. Bunlar arasında özellikle halk arasında dolaşan sözlerle ilgili olarak yazdığı et-Tezkire (el-Leâlî el-Mensûra)’si, en-Nüket ʻalâ İbni’s-Salâh’ı, en-Nüket ʻalaʻl-ʻUmde fi’l-Ahkâm’ı ve el-İcâbe’si zikredilmeye değerdir. Çalışmamızı üzerine teksif ettiğimiz et-Tezkire isimli eseri ise alanında kaleme alınmış bilinen ilk eserdir. Alanında bir ilk olması hasebiyle onun rivayetleri nasıl değerlendirdiği ve ne tür bir usûl takip ettiği merak edilerek araştırılmıştır. Eserde sadece sened tenkidi yapılmaması, aynı zamanda metin tenkidine de başvurulması eserin dikkat çeken özelliğidir. Daha sonra onun bu eseri esas alınarak Sehâvî ve ʻAclûnî gibi âlimler tarafından aynı konuda tamamlayıcı çalışmalar yapılmıştır. </p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify;margin:0cm 0cm .0001pt;"> <b>Özet: </b>İnsanın içerisinde yaşadığı topluma göre şekil alması kaçınılmazdır. Zerkeşî’nin yaşadığı zaman diliminde Mısır, Memlükler’in yönetimindeydi. Memlükler’in tarihi iki dönem altında incelenmektedir: 1. Bahrî veya Türk Memlükleri (745/1344-794-1391) 2. Burcî veya Çerkez Memlükleri (784/1382-923/1517) dönemi. Müellifimiz her iki dönemi de yaşamıştır. O, ömrünün yaklaşık kırk senesi Bahrîler’in, geri kalanını ise Burcîler’in döneminde geçirmiştir. Her iki dönemde de devlet, ülkede tam bir siyasi otoriteyi kuramamış olsa da aynı durum eğitim ve öğretimde söz konusu olmamıştır. Hatta siyasi durumun tam aksine doğudan gelen Moğol akınları ile batıdan gelen Haçlı seferleri sebebiyle pek çok âlimin Memlük diyarına gelmesiyle ilmi faaliyetler hız kazanmıştır. Bu faaliyetlerin artmasında sadece ilim adamlarının buraya gelmesinin değil aynı zamanda Memlük sultanlarının ilme verdikleri desteklerin de büyük önemi vardır. Nitekim onlar eskiden kalan medreseleri ihya ettikleri gibi bunun yanı sıra yeni pek çok medrese de inşa etmişlerdir. Memlükler döneminde medreselere ilave olarak cami, hangah, ribat ve zaviyeler de ilim tahsil etme yerleri arasındadır. </p> <p> </p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify;margin:0cm 0cm .0001pt;">Hadis, fıkıh ve tefsir âlimi olan Zerkeşî Türk asıllı olup h. 745’te yukarıda bahsedilen koşullar altında Kāhire’de doğmuştur. Onun ailesi Mısır’a sonradan yerleşmeleri münasebetiyle altın ve gümüş işlemeciliğini öğrenip geçimlerini bununla sağlamışlardır. Bu işi yapan kimseye ise Zerkeş denilmektedir. Bu mesleği öğrenip yapması münasebetiyle Muhammed b. Bahâdır, Zerkeşî diye tanınmıştır. Küçük yaşlardan itibaren ilme düşkünlüğü bilinen müellifimiz, Moğultay b. Kılıç et-Türkî (ö. 762/1360) ve Ebu’l-Fidâ’ İbn Kesîr’den (ö. 774/1372) Dımaşk’ta hadîs, Cemâleddîn el-İsnevî’den de (ö. 772/1370) fıkıh eğitimi almıştır. Onun yararlandığı kişiler arasında Sübkî (ö. 756/1355), Ezraʻî (ö. 783/1381), Bulkīnî (ö. 805/1430) gibi mümtaz şahsiyetler de bulunmaktadır. Onun talebelerinin en meşhuru ise el-Birmâvî’dir (ö. 831/1428) . </p> <p> </p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify;margin:0cm 0cm .0001pt;">Onun, hadîs, tefsir, fıkıh, fıkıh usûlü ve diğer alanlarda elli civarında eser yazdığı bilinmektedir. Bu eserler arasında özellikle el-Burhân fî ʻUlûmi’l-Kur’ân, et-Tezkire (el-Leâlî el-Mensûra), el-İcâbe, el-Bahru’l-Muhît fî Usûli’l-Fıkh ve el-Mensûr fi’l-Kavâid zikredilmeye değerdir. Bu eserlerden el-Burhân ve el-Bahru’l-Muhît üzerinde Türkiye’de yüksek lisans ve doktora seviyesinde çalışmalar yapılmıştır. </p> <p> </p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify;margin:0cm 0cm .0001pt;">Zerkeşî, yanlışını tespit ettiği herhangi bir kişiyi tenkit etmekten çekinmemiştir. Mesela kendisine oldukça sevgi beslemesine ve hatta bu sevgisinden dolayı onun el-Minhâc isimli eserine nispet edilmesine rağmen onun Nevevî’yi tenkidi ilme verdiği önemin en açık göstergesidir. Sadece onu değil, hadîs ilminde otorite olan Hâkim en-Nîsâbûrî ve İbn ʻAbdilber gibi âlimleri tenkitleri de bu çerçevede değerlendirilebilir. </p> <p> </p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justi}, number={1}, publisher={Sivas Cumhuriyet Üniversitesi}