@article{article_528677, title={Suûd es-Sen’ûsî’nin Sâku’l-Bâmbû Romanında Aidiyetsizlik Bunalımı}, journal={Cumhuriyet İlahiyat Dergisi}, volume={23}, pages={993–1008}, year={2019}, DOI={10.18505/cuid.528677}, author={Arslan, Adnan}, keywords={Arap Dili ve Belâgati,Modern Arap Romanı,Suûd Sen’ûsî,Sâku’l-Bâmbû,Aidiyet}, abstract={<p class="MsoNormal" style="text-align:justify;margin:3pt 0cm;text-indent:0cm;"> <span lang="en-gb" style="font-size:9pt;font-family:’Gentium Plus’;" xml:lang="en-gb"> <span style="font-size:14px;">İnsanın hadsiz ihtiyaçları içerisinde bir kısmı kaçınılmaz olma bakımından diğerlerinden çok daha önceliklidir. Aciz ve zayıf olarak yaratılmış insan tabiatının kaçınılması mümkün olmayan bu ihtiyaçlarından birisi de onun herhangi bir mercie ait olma (aidiyet) ihtiyacıdır. Adı ne olursa olsun; din, millet, vatan, bayrak vb. tüm bunlar insanın varoluşu ile beraber gelen aidiyet duygusunun yansımalarıdır. Bu makale Kuveytli roman yazarı Suûd Sen’ûsî’nin Sâku’l-bâmbû romanında Kuveyt’e ev hizmetçisi olarak gelen Filipinli bir kadının, ev sahibesinin oğlu ile nikâhlı ama gizli bir ilişkiden dünyaya gelen bir çocuğun bunalımlarını nasıl yansıttığını ele alacaktır. Çocuk fiziki yapısı ile Araplara benzediği için Filipinler’de kendini yabancı hissederken, pasaportunu taşıdığı Kuveyt’e yıllar sonra geri döndüğünde de bu kez Filipinli olmasından dolayı akrabaları tarafından dışlanmıştır. Roman, Filipin-Kuveyt ve Hristiyan-Müslüman aidiyetleri arasındaki belirsizlikten dolayı bulantılı ruh hali taşıyan Jose karakteri özelinden Güney Doğu Asya’dan Körfez ülkelerine rızık telaşı için gelen işçilerin sosyoekonomik sorunlarına dikkat çekmeye çalışmaktadır. Girişte Körfez ülkelerinde nüfusun yarısından fazlasını teşkil eden yabancı işçilerin bu ülkelere geliş hikâyesine göz atılacaktır. Daha sonrasında ise kısaca romanın özeti verilecek ve ana teması olan “aidiyetsizlik bunalımı” tahlil edilecektir. </span> </span> </p> <p> </p> <span style="font-size:14px;"> </span> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify;margin:6pt 0cm 3pt;text-indent:0cm;"> <b> <span lang="en-us" style="font-size:14px;font-family:’Gentium Plus’;" xml:lang="en-us">Özet: </span> </b> <span lang="en-gb" style="font-size:14px;font-family:’Gentium Plus’;" xml:lang="en-gb">Suriye ve Mısır 1973 yılında daha önceki savaşlarda kaybettikleri topraklarını ve uluslararası sahnede rencide olan itibarlarını geri almak için İsrail’e karadan ve havadan saldırı başlatmıştır. Bu saldırı karşısında İsrail’in zor durumda kalacağını anlayan başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere bazı batılı ülkeler İsrail’e her türlü askeri yardımı göstermiştir. Bu yardımlar sayesinde Suriye ve Mısır orduları hedefledikleri amaçlarına ulaşamamıştır. Batılı ülkelerin İsrail’e göstermiş oldukları bu tutum elinde büyük miktarda petrol rezervi bulunan başta Suudi yönetimi olmak üzere diğer körfez ülkelerinin tepkisini çekmiştir. Ellerinde askeri olarak pek güçlü bir seçenek bulunmayan körfez ülkeleri ellerindeki petrolü ilk defa politik bir koz olarak kullanmayı denemişlerdir. Petrol ihraç eden bu ülkeler tepki olarak petrol üretimlerini azaltmışlardır. Bunun bir sonucu olarak ham petrol fiyatları yükselmiş ve sanayileşmiş ve dolayısıyla da petrole bağımlı hale gelmiş batılı ülkelerin ekonomisi bu karardan olumsuz etkilenmiştir. Buna karşılık olarak Körfez Ülkeleri petrol fiyatlarının üç dört kat yükselmesinden dolayı ani ve devasa bir servete kavuşmuştur. Elde ettikleri bu serveti pek çok alanda kalkınmaya yönlendiren Körfez Ülkeleri yabancı iş gücüne ihtiyaç duymuştur. Eğitim, sağlık, şehircilik vb. alanlarda ihtiyaç duyulan kalifiye eleman ihtiyacı ilk etapta Mısır, Suriye, Sudan gibi diğer Arap ülkelerinden karşılanmıştır. Ancak yıllar ilerledikçe petrol fiyatlarında gerileme yaşanmış ve dolayısıyla da petrol gelirleri azalmıştır. Bu azalma sadece petrole dayalı ekonomileri olan Körfez Ülkelerini daha ucuz iş gücü aramaya sevk etmiştir. İlk başta Arap ülkelerinden sağlanan yabancı istihdam, yönünü ekonomik olarak çok zayıf durumda olan Uzak Doğu Asya ülkelerine çevirmiştir. Başta Filipinler olmak üzere Endonezya, Bangladeş ve Malezya gibi ülkelerden çok düşük ücretle işçi hizmet sektöründe çalışmak için Körfez Ülkelerine göç etmiştir. Çok düşük ücretlerle çalıştırılan bu kesim haksızlıklara ve ayrımcılıklara maruz kalmıştır. Sosyal haklardan mahrum bırakılan Uzak Doğu Asya kökenli yabancı iş gücünün karşı karşıya kaldığı haksızlıklar zaman içerisinde pek çok acı verici hikâyelerin de konusu olmuştur. Hayatı ve insanı tüm ayrıntıları ile yansıtmayı amaç edinen Modern roman, mağdur ve mazlum bu kesimin hikâyelerini tema edinmiştir. Kuveytli yazar Suûd es-Sen’ûsî’nin 2012 yılında yayımladığı Sâku’l-Bâmbû (Bambu Çubuğu) romanı bu romanlardan biridir. Eser yayımlandıktan kısa bir süre içerisinde Arap dünyasında ilgiye mazhar olmuş ve 2013 yılında Uluslararası}, number={2}, publisher={Sivas Cumhuriyet Üniversitesi}