Zeytin (Olea europaea L.) Akdeniz havzasında
tarımı yapılan en eski türlerden birisidir. Meyvesi, yağı ve diğer yan
ürünleriyle insan sağlığı açısından önemli olan zeytin, ekonomik önemi ile de
binlerce yıldır insanlığa hizmet sunmaktadır. Kültür zeytini (Olea europaea var. europaea), Oleaceae
familyasından Olea cinsine aittir ve
Türkiye’de yetiştiriciliği yapılan 90 kadar yerli çeşidi mevcuttur. Bu çeşitler
ile yabani zeytin formları arasında meydana gelen diğer ara formlar geniş bir
genetik çeşitlilik oluşturmaktadır. Fertil bireyler ve birçok varyete yüksek
derecede heterozigotluk gösterir. Bu durum çeşit doğrulamasını
zorlaştırırken, yabancı tozlanma ile birlikte durum daha da karmaşık hal
almaktadır. Yanlış etiketleme, sinonimler, yerel isimlendirme gibi birçok
sebepten dolayı çeşitlerimizin ve bu farklı formların filogenetik ilişkileri
tam olarak aydınlatılamamıştır. 1990’lı yıllara kadar çeşitler morfolojik
özellikleri ile tanımlanmış ve birbirlerinden ayrılmıştır. Teknolojinin
gelişmesi ve biyoteknolojik yöntemlerin tarımda kullanılması ile bu sorun bir
ölçüde çözümlenmeye başlamıştır. Moleküler markörler ile çeşitlerin
ayrılabilmesi ve genetik uzaklıklarının tespiti üzerine dünyada ve ülkemizde
yapılan çok sayıda araştırma mevcuttur. Ancak bu çalışmaların sonuçları arasında
da bazı farklılıklar bulunmaktadır. Bu makalede Türk çeşitlerinin yer aldığı araştırmaların
sonuçları birlikte değerlendirilerek mevcut durumun ortaya konulması ve ileride
yapılacak çalışmalara yön verilmesi amaçlanmıştır.
Olive (Olea
europaea L.) is one of the oldest species cultivated in the Mediterranean
basin. It has an important place in terms of human health
with its fruit, oil and other by-products and it has been serving humanity with
its economic importance for thousands of years. Cultured
olive belongs to the genus Olea of
the family Oleaceae and there are about
90 cultivars in Turkey. Other transitional forms between these varieties and
wild olives forms constitute a wide genetic diversity. Interfertile olives and
a lot of varieties have high levels of heterozygosity.
While this makes
it more difficult to verify varieties, the situation becomes more complicated
when combined with cross pollinization. The phylogenetic relationships of
Turkish varieties and these different forms have not been fully elucidated due
to many reasons such as incorrect labeling, synonyms, local naming. Until
the 1990s, varieties were identified with their morphological characteristics
and separated from each other. This problem has begun to be resolved to some
extent with the development of technology and the use of biotechnological
methods in agriculture. Many researchers have been conducted in the world and
in our country on identify cultivars and determine the relationships between
cultivars with molecular markers. However there are some contrasts between the results of studies. The
aim of this article is evaluate together the results of previous studies on
Turkish varieties and to present the current situation for future studies.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mühendislik |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2019 |
Kabul Tarihi | 28 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 29 Sayı: 2 |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tarım Bilimleri Dergisi CC BY 4.0 lisanslıdır.