@article{article_1065435, title={YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARLARINDA GEREKÇE SORUNU}, journal={Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi}, volume={26}, pages={537–567}, year={2022}, DOI={10.34246/ahbvuhfd.1065435}, author={Karakuş Işık, Zehra}, keywords={Stay to Execution, Ground, Expressly in Contradiction to the Law, Hard to Recover or Impossible to Recover, Right to a Fair Hearing Trial.}, abstract={2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesine göre, yargı organları idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Uygulamada yürütmenin durdurulması talebinin reddine ilişkin kararların sadece kanundaki şartların gerçekleşmediği belirtilerek gerekçesiz şekilde verildiği görülmektedir. Yürütmenin durdurulmasına karar verilirken ise, yine gerekçe şartının tam anlamıyla yerine getirildiğini söylemek güçtür. Zira gerekçede, dava konusu işlemin “açıkça hukuka aykırılık” taşıdığına ilişkin yapılacak değerlendirmelerin, nihai karar verirken hâkimi kısıtlayacağı düşünülmektedir. Oysa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde de korunan adil yargılanma hakkı ve Anayasa’nın 141. maddesi gereğince yargı kararlarının tarafların itiraz ve savunma haklarını kullanabilmelerine uygun şekilde gerekçeli olarak verilmesi gerekmektedir.}, number={1}, publisher={Ankara Hacı Bayram Veli University}