@article{article_1352719, title={Süleymanpaşa (Tekirdağ) - Küçükçekmece Gölü (İstanbul) Arası Marmara Denizi Deşarj Noktalarının Kirlilik Yüklerinin Araştırılması}, journal={Avrupa Bilim ve Teknoloji Dergisi}, pages={294–301}, year={2023}, author={Yümün, Zeki Ünal and Ekici, Gamze}, keywords={Heavy Metal, ICP-OES, Pollution Load, Ship Traffic, Treatment, Streams, Sea of Marmara}, abstract={Bu çalışmada, Tekirdağ ili ile Küçükçekmece Gölü (İstanbul) arası Marmara Denizi’ne yapılan atıksu deşarjlarının denizde oluşturabileceği kirlenmeler araştırılmıştır. Numuneler, deşarj noktalarının denize karışmadan ve denize karıştıktan sonraki lokasyonlardan alınmıştır ve değerlendirilmiştir. Su numunelerinin pH, tuzluluk, iletkenlik, çözünmüş oksijen ve inorganik kirleticiler (Al, B, Cu, Fe, Mn, Zn) yönünden incelenmesi yapılmıştır. Bu incelemeler sonucunda ölçülen parametreler Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği, Derin Deniz Deşarjına İzin Verilebilecek Evsel/Kentsel Atıksuların Özellikleri ve Derin Deniz Deşarjına İzin Verilebilecek Endüstriyel Atıksuların Özellikleri mevzuatlarına göre değerlendirilmiştir. Parametrelerin çoğunun yönetmelikte geçen sınır değerleri aşmadığı ancak Büyükçekmece ve Küçükçekmece göllerinden alınan numunelerde bor elementinin sınır değerlerin üzerinde olduğu gözlenmiştir. Bunun nedeni evsel atıksulardan gelen çamaşır beyazlatıcı, sabun, deterjan atıkları, sanayide kullanılan reaktanlar ve tarım alanlarında kullanılan gübre ve tarım ilaçları olabilir. Ayrıca bor minerallerinin suda çözünürlüklerinin yüksek olması evsel ve sanayi alanlarından geçen su kaynaklarının deşarj noktalarında bor konsantrasyonunun yüksek çıkmasına neden olduğu düşünülmektedir. Görüldüğü üzere Marmara Denizi’nin kirlenmesinin birinci nedeni sanayi ve evsel atık suların yeterince arıtılmadan denize deşarj edilmesidir. Bunun yanı sıra deniz trafiği açısından yoğun olan Marmara Denizi’nin sürekli izlenmesi ve kirlilik oluşturabilecek olumsuz davranışların önüne geçilmesi gerekmektedir. Ayrıca komşu kara alanlarda tarımsal faaliyetlerin yoğunluğuna bağlı olarak tarımsal gübreleme ve tarımsal ilaç kullanımının da etkili olduğunu görülmektedir.}, number={52}, publisher={Osman SAĞDIÇ}