TY - JOUR T1 - من بلاغة القرآن في استعمال الضمائر "دراسة دلالية" TT - KUR’AN-I KERİM’DE ZAMİRLERİN KULLANIMI BAĞLAMINDA BELAGAT “SEMANTİK BİR ÇALIŞMA” AU - Kaddum, Mahmud AU - Soliman, Abdülkerim PY - 2024 DA - June Y2 - 2024 DO - 10.32330/nusha.1415022 JF - Nüsha JO - Yer Aldığı İndeksler ve Veritabanları PB - Oku Anonim Şirketi WT - DergiPark SN - 1303-0752 SP - 91 EP - 118 VL - 24 IS - 58 LA - ar AB - تنطلِقُ هذه الدِّراسةُ من القناعةِ بأنَّ القرآن الكريم كتابٌ معجز في لغته وأسلوبه وأنَّ التَّحليلَ اللُّغويَّ والبلاغيَّ للخطاب القرآنيِّ أحدُ أهمِّ المناهج التي تُبيِّن مفاهيمَ القرآن، وتفُكُّ الكثيرَ من أسراره، وتكشف جماليَّاته، وتعمل على الرَّبط بين قضاياه وموضوعاته، وتُعَدُّ قضيَّةُ التَّوحيد ومعرفة الله وأسمائه وصفاته إحدى أهمِّ القضايا التي اعتنى بها الخطابُ القرآنيُّ في تبيينها وإثباتها وإقناع المتلقين بها. تقوم هذه الدِّراسةُ بتحليل بلاغة الأسلوب القرآنيِّ في الحديث عن اسم الجلالة وما يتعلَّق به من مسألة الألوهيَّة والتَّوحيد من خلال توظيف الأسلوب القرآنيِّ للضَّمائر مع لفظ الجلالة الله معتمدة في ذلك على المناهج الألسنيَّة التي تهتمُّ بالتحليلات اللغويَّة والوقوف على دلالتها، وقد جاءت الدِّراسةُ في مقدِّمةٍ وسبعة مباحث، على النحو الآتي: ضمير المتكلِّم المفرد (أنا) محلّ لفظ الجلالة مبتدأ، ضمير المتكلِّم الجمع (نحن) محلّ لفظ الجلالة مبتدأ، ضمير المخاطب (أنت) محل لفظ الجلالة مبتدأ، ضمير الغائب (هو) محل لفظ الجلالة مبتدأ والخبر(اسم)، ضمير الغائب (هو) محل لفظ الجلالة مبتدأ والخبر(الذي)، ضمير الغائب (هو) في محل لفظ الجلالة مبتدأ والخبر(جملة فعليَّة)، ضمير الغائب (هو) محل لفظ الجلالة مبتدأ محذوف. وقد توصَّلت الدراسة إلى بعض النتائج، منها ما يأتي:-دقَّة القرآن في استعماله مفرداته، فكلُّ لفظٍ فيه جاء مكانه الذي لايؤدِّيه غيرُهُ أفضل منه، وهذا وضح جليًّا من دقَّة استعمال القرآن للضمائر البارزة المنفصلة محل لفظ الجلالة (الله)، وهو ما يؤكِّد أنَّ الإعجاز القرآنيَّ في المعاني والألفاظ، إذ لو كان في المعاني فقط، لاهتمَّ الخطاب بالمعنى دون ذلك الاعتناء والدقَّة والبلاغة الشديدة في اللفظ. -أكثرَ الخطاب القرآني في حديثه عن الله وتأكيد وحدانيَّته وألوهيَّته من استعمال الضمائر مع لفظ الله، وقد نوَّع في ذلك الاستعمال، ولم يقف عند ضميرٍ واحد. -تنوَّعت الضمائر في بعض الآيات محدثة ما يسمى بالالتفات الذي يحرك الذهن ويثير الانتباه.-اختلفت دلالات الضمائر باختلاف المخاطَب والسياق الذي ورد الضمير فيه.-تبيَّن من الدراسة أنَّ السياقَ يُمثِّل القضيَّةَ الأولى في تحليل وفهم الخطاب القرآنيِّ، وأنَّ أيَّ تحليلٍ خارجَ السِّياقِ الخطابيِّ للقرآن لا يُقَدِّم شيئاً يُعْتَدُّ به. KW - القرآن KW - اسم الجلالة KW - الخطاب KW - بلاغة KW - الضمائر N2 - Bu çalışma, Kur’an-ı Kerim’in dil ve üslup açısından mucizevi bir kitap olduğu ve Kur’anî söylemin dil ve retorik açıdan analiz edilmesinin Kur’anî kavramları açıklamada, birçok sırrını ortaya koymada, güzelliklerini belirtmede, sorun ve konuları birbirine bağlamaya çalışması açısından en önemli yöntemlerden birisi olması yönündeki fikirden hareketle ortaya konulmuştur. Tevhit, mârifetullah, Allah’ın isim ve sıfatları Kur’an-î söylemin ele aldığı, açıklamaya, ispat etmeye ve muhatabını ikna etmeye çalıştığı en önemli meselelerden birisidir. Bu çalışma, dilsel analizler ve semantik boyutla ilgilenen dilbilimsel yöntemleri esas alarak Kur’anda geçen “Allah” kelimesini ve bu kelimeyle ilişkili olan uluhiyet ve tevhit gibi kavramları “Allah” lafzıyla kullanılan zamirlerden yola çıkarak retorik yönden analiz etmektedir. Bu çalışma giriş ve yedi bölümden oluşmaktadır. Bölümler şu şekildedir: 1: “Allah” lafzı yerine müfred mütekellim (أنا) zamirinin mübteda olarak kullanımı. 2: “Allah” lafzı yerine mütekellim çoğul (نحن) zamirinin mübteda olarak kullanıması. 3: “Allah” lafzı yerine Muhatap (أنت) zamirinin mübteda olarak kullanılması. 4: “Allah” lafzı yerine gaib (هو) zamirinin mübteda olarak kullanılması ve haberinin isim olarak gelmesi. 5: “Allah” lafzı yerine gaib (هو) zamirinin mübteda olarak kullanılması ve haberinin (الذي) olarak gelmesi. 6: “Allah” lafzı yerine gaib (هو) zamirinin mübteda olarak kullanılması ve haberinin fiil cümlesi şeklinde gelmesi. 7: “Allah” lafzı yerine gaib (هو) zamirinin gizli mübteda olarak kullanılması. Bu çalışmada ulaşılan sonuçlardan bazıları şunlardır: Kur’an-ı Kerimde kelimeler özenli bir şekilde kullanılmıştır. Her kelime yerini başka kelimelerin daha iyi bir şekilde tutamayacağı tarzda yerli yerince kullanılmıştır. Bu durum “Allah” lafzı yerine kullanılan munfasıl zamirlerin kullanımında kendini göstermektedir. Bu da Kur’a-ı Kerim’in İcazının hem lafız da hem de manada olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Şayet icaz sadece manada olsaydı Kur’an-ı Kerim sadece mana ile ilgilenir ve lafızlara bu kadar önem vermezdi. Kur’an-ı Kerim Allah-ü Teala’dan, tevhit ve onun uluhiyetinden bahsederken çokça zamir kullanmıştır. Ayrıca kullanılan zamirlerde farklılığa gitmiş ve tek bir zamir ile yetinmemiştir. Bazı ayetlerde farklı zamirler kullanılarak akılları harekete geçirmek ve dikkat çekmek için kullanılan iltifat sanatına başvurulmuştur. Zamirlerin ifade ettikleri anlamlar muhataba ve zamirin geldiği bağlama göre farklılık kazanmıştır. Bu çalışmada, Kur’anî söylemi anlamada ve analiz etmede esas meseleyi bağlamın teşkil ettiği ve Kur’anî söyleme dair bağlamın göz ardı edilmesi suretiyle yapılan herhangi bir analizin muhataba kayda değer bir şey sunmayacağını ortaya konulmuştur CR - Âlûsî, M. (t.y). Rûḥu’l-Meʿânî fî Tefsîri’l-Ḳurʾân ve’S-sebʿi’l-Mesânî. Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsil-Arabî. CR - Bikāî, Burhânüddîn. (t.y). Naẓmü’d-dürer fî tenâsübi’l-âyât ve’s-süver. Kahire: Dârül-Kitabil- İslamî. CR - el-Cürcânî, A. (t.y). Esrârü’l-Belâga. Thk. Mahmût Muhammed Şâkir. Kahire: Dâru’l-Medenî. CR - ed-Derviş, M. (t.y). İʿrâbü’l-kurânil-kerim ve beyênüh. Hims: Dāru’l-İrşâd liş-Şuûnil-Câmiyye. İbn Âşûr, M. (t.y). et-Taḥrîr ve’t-Tenvîr. Tunus: Dâru Sihnûn. CR - İbn Cerîr et-Taberî, M. (1969). Câmiʿu’l-beyân ʿan teʾvîli âyi’l-Ḳurʾân. Thk. Mahmût Muhammed Şâkir: Mısır: Daru'l-Meârif. CR - İbn Hişâm, C. (1964). Muġni’l-lebîb. Thk. Mêzinil- Mübârak ve Muhammed Ali Hamdullah. Dimaşk: Dâru’l-Fikr. CR - İbn Yaîş, M. (t.y). Şerḥu’l-Mufaṣṣal. Beyrut: Alamû’l-kutûb. Kahire: el-Motnebbî. CR - İbnü’s-Serrâc, M. (1996). el-Usûl. Thk. Abdul- Hüseyenil- Fetli, Beyrut: Müessesetir- Riseâle. CR - İbrahim, D. (2016). Havetîmul-Âyêt Dirâsetün Üslubiyye. Kahire: Dârül-yakin. CR - Kazvînî, C. (1993). el-Îżâḥ, Thk. Muhammed Abdül-Munim Hafêcî. Beyrut: Dâru’l-Cebel. CR - Kefevî, E. (1998). el-Külliyyât. Beyrut: Muessesetü’r-Risâle. CR - Kurtubî, M. (1967). el-Câmiʿ li-Aḥkâmi’l-Ḳurʾân. Kahire: Tab‘etü Dâru’l-kutubi’l-mısriyye. Dâru’l-kâtibi’l-‘arabî. CR - Nehhâs, C. (2008). İʿrâbü’l-Ḳurʾân. Thk. Hâlidil- Ali. beryrut: Dâru’l-Mârife. CR - er-Râzî, E. (2000). Mefâtîḥu’l-ġayb, et-Tefsîrü’l-kebîr. Tehran: Daru'l-Kutubi'l-Ilmiyye. CR - es-Sekkâkî, E. (t.y). Miftâḥu’l-ʿulûm. Thk. Abdülhamîd Hindâvî. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-‘ilmiyye. CR - Vâhidî, A. (1988). Esbâbü’n-nüzûl. Thk. Kemal besyûnî Zeglûl. Beyrut: Dâru’l-Kutubil-ilmiyye. CR - ez-Zemahşerî, M. (1966). el-Keşşâf ʿan ḥaḳāʾiḳı ġavâmiżi’t-tenzîl ve ʿuyûni’l-eḳāvîl fî vücûhi’t-teʾvîl. Kahire: Mektebetu'l-Halbî. CR - ez-Zerkeşî, B. (t.y). el-Burhân fî ʿulûmi’l-Ḳurʾân. Thk. Muhamed Ebulfazl Ibrahim. Beyrut: Daru'l-Me'rife. UR - https://doi.org/10.32330/nusha.1415022 L1 - https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/3640761 ER -