@article{article_1417717, title={DÎVÂN-I HİKMET’İN KÖKŞETAV NÜSHASINDA {-UbAn} EKİ}, journal={Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi}, pages={311–326}, year={2024}, DOI={10.60163/tkhcbva.1417717}, author={Öztürk, Abdulkadir}, keywords={Turkish Sufi Literature, Hoca Ahmet Yesevî, Dîvân-ı Hikmet, Old Oghuz language, {-UbAn} gerund suffix}, abstract={Türk tasavvuf edebiyatının kurucusu, Türk dünyasının ortak değeri mutasavvıf ve şair Ahmet Yesevî’nin hikmetli sözlerini içeren eseri Dîvân-ı Hikmet, Türk dil tarihi ve Türk edebiyatı için önemli bir hazinedir. Barındırdığı lengüistik malzemeler ile Türk dili tarihine ışık tutarken, muhteviyat ve üslup bağlamında ise Türk Tasavvuf Edebiyatı’nın ilk örneği olma özelliğine sahiptir. Türkistan’dan Anadolu’ya Yesevî erenleri ile tasavvuf iklimi ve Türk kültürü yayılırken, yine Yesevî’nin mirası Dîvân-ı Hikmet çağlar aşarak bu kültür birikimini Türk dünyasının nesillerine aktarmaya devam etmektedir. Tasavvuf alanında bir edebiyatın doğuşuna kaynaklık eden bu eser, İslâm ile müşerref olan Türklere de yol gösterici olmaktadır. Anadolu Türklüğü, Dede Korkut anlatılarıyla millî şuurunu, örf ve âdetlerini, kahramanlık destanlarını vb. yurt tuttuğu Anadolu coğrafyasında sözlü gelenek vasıtasıyla aktarırken, Hoca Ahmet Yesevî’nin Türkistan’dan yaktığı “Türkleşme ve İslâmlaşma” ışığı, onun manevî yoldaşları ve mirasçıları olan Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Abdal Musa, Baba Mansur, Haydar Sultan, Hubyar Sultan gibi erenler ve pirler ile gönüllere ulaştırılmıştır. Anadolu’da Türklüğün ve İslâm’ın kalıcılığı bu sayede gerçekleşmiştir. Aynı zamanda bu önemli şahsiyetler ve de başkaca mutasavvıf, şair ve ediplerce Anadolu’da yazılı bir Oğuz dilinin teşekkülü söz konusudur. Oğuzlar, eski devirlerden itibaren tarih sahnesinde yerini alan, 10-11. asırlarla birlikte geniş coğrafyalara yayılan, kurdukları Selçuklu ve Osmanlı devletleriyle Türk ve İslâm tarihine damga vuran bir Türk boyudur. 13. asra değin sözlü gelenek ile dilini canlı tutan Oğuzlar, bu asırla birlikte Anadolu’da tarihî Türk dilinin yeni bir yazı dilini meydana getirmişlerdir. Batı Türk yazı dili olarak adlandırdığımız ve Köktürk, Eski Uygur, Karahanlı, Harezm, Çağatay Türkçeleri istikametinde ilerleme kaydeden Doğu Türk yazı dilinden kendine özgü dilsel özellikleriyle ayrışan yeni bir yazı dili kolu bu süreçte ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada, Doğu Türk yazı dilinin bir eseri olan Dîvân-ı Hikmet ile Batı Türk yazı dilinin ilk evresi olan Eski Oğuzcanın metinleri arasında {-UbAn} zarf-fiil eki özelinde görülen paralellik değerlendirilecektir.}, number={109}, publisher={Ankara Hacı Bayram Veli University}, organization={Yok}