@article{article_1433180, title={İslam Hukukuna Göre Kadının Kamu Görevi}, journal={Turkish Academic Research Review}, volume={10}, pages={309–313}, year={2025}, DOI={10.30622/tarr.1433180}, author={Atılgan Moğol, Hilal}, keywords={Islamic Law, Public Law, Women, Presidency, Justiceship, Testimony}, abstract={Toplumun yapı taşlarından olan kadının konumu ve yetkileri hem farklı dinlerde hem de farklı toplum ve hukuk sistemlerinde yirmi birinci yüzyıla değin önemli tartışma konularından birisi olmuştur. Yirminci yüzyıla gelindiğinde özellikle Sanayi Devrimi sonrası Batı’da kadınlarla ilgili gelişmeler İslam’ın bu konudaki duruşunu merak konusu haline getirmiştir. Son yıllarda kadın konusu revaçta olmasına rağmen 1990’lı yıllara bakıldığında bilhassa ilahiyat alanında, yapılan çalışmaların azlığı da göz önünde bulundurulduğunda, konunun üzerinde fazla durulmadığı anlaşılmaktadır. Müellif, alandaki bu boşluğu oldukça erken bir dönemde fark ederek İslam hukukunda kadının kamu görevi yapmasına ilişkin görüşleri ve iddiaları çalışma konusu olarak belirlemiştir. İslam’ın tarihi serüvenine bakıldığında bilhassa Hz. Peygamber ve dört halife döneminde kadınların hayatın her aşamasında faal oldukları görülmektedir. İlerleyen dönemlerde ise kadınların fitne korkusuyla geri plana itildikleri ve maalesef toplumdan soyutlanmaya çalışıldıkları müşahede edilmiştir. Kadınların toplumdan uzaklaştırılmasıyla ilgili öne sürülen nedenler incelendiğinde dini dayanakların yanı sıra fizyolojik ve psikolojik gerekçelerin de ileri sürüldüğü görülmektedir. Eser bir bütün olarak incelendiğinde temel inceleme konusunun da bu gibi gerekçelerin dini, tıbbi ve mantıki izahları olduğu fark edilmektedir. Buna göre çalışma iki bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Daha önce ifade edildiği üzere kadın konusu asırlardır tartışılan konuların başında gelmektedir. Dolayısıyla kadına yaklaşımın tarihi serüveni zaman ve mekâna göre farklılık arz etmektedir. Müellif, İslam’da kadına karşı tutuma geçmeden önce konunun tarihi seyri ve arka planını incelemek maksadıyla eski medeniyetler, semavi dinler ve beşerî sistemlerde ana hatlarıyla kadın konusunu ele almıştır. İlk bölümde üzerinde en fazla durulan bölümün son başlık olduğu görülmektedir. Bu bölümde müellif kadının fizyolojik ve psikolojik olarak yetersiz olduğu iddiasını o günkü ilmi veriler etrafında incelemeye almıştır. İkinci bölümde ise araştırmanın ana konusu, İslam hukukuna göre kadının kamu görevi ayrıntılarıyla incelenmiştir. Bu bölümde konunun temelinde kadınların hakimlik ve onun bir uzantısı olan devlet başkanlığı yapması üzerinde durulmuştur. Yazar bu bölümde İslam hukukunda konuyla ilgili üç ana eğilim olduğunu ifade etmiş ve bölüm alt başlıklarını bu eğilimler doğrultusunda oluşturmuştur. İlk başlıkta kadının hiçbir kamu kuruluşunda görev alamayacağını ileri sürenlerin delilleri ve görüşleri üzerinde durulmuştur. İkinci başlık altında aksine delil olmadıkça haklarda eşitliği kabul ederek kadının devlet başkanlığı dışında kamu görevi alabileceğini söyleyenlerin görüşleri ve delilleri incelenmiştir. Üçüncü ve son başlık altındaysa kadının devlet başkanlığı dahil her konuda görev alabileceğini kabul edenlerin görüşleri ve delilleri incelenmiştir. Her üç grubun görüşlerini temellendirmede kullandığı ayet ve hadislerin neredeyse aynı olduğu fark edilmiştir. Bu noktada ihtilaf nedeninin ayetlerin sübutundan değil delaletinden kaynaklandığı bir kez daha fark edilmektedir. Bu nedenle müellif önce ayetlerle getirilen delilleri incelemiştir. Temel ayetleri açıklarken öncelikle Ehl-i sünnet alimlerinin ilgili ayet hakkındaki yorumlarını aktarmış ve akabinde kendi görüşünü detaylandırarak açıklamıştır. Delil olarak öne sürülen hadisleri ise hem sübut hem de delalet açısından değerlendirmelere tabi tutmuştur. Sonuç bölümü kitabın tamamını okuma imkanına sahip olmayan okuyucular için eserin başarılı bir özetini sunmaktadır. Çalışma, 1994 yılı gibi görece erken bir tarihte İslam’ın ilk yıllardan itibaren mevcut olan kadın haklarını tekrar gün yüzüne çıkarması, merak konusu olan İslam’ın kadın konusundaki görüşlerinin bütüncül olarak değerlendirilmesi açısından son derece kıymetlidir. Bu yazıda literatürde önemli bir boşluğu dolduran “İslam Hukukuna Göre Kadının Kamu Görevi” isimli kitabın tanıtımı yapılacaktır.}, number={1}, publisher={Mehmet ŞAHİN}