@article{article_1530348, title={Psikoz ve Bilişsel Davranışçı Terapi Üzerine Bir Derleme}, journal={Uluslararası Beşeri Bilimler ve Eğitim Dergisi}, volume={11}, pages={461–490}, year={2025}, DOI={10.59304/ijhe.1530348}, author={Kılıç, Deniz and Karaaziz, Meryem}, keywords={psychosis, psychotic disorder, cognitive behavioral therapy}, abstract={Psikoz, içgörü düzeyini ve güven derecesini derinden etkileyen ve bazı durumlarda hastanın tutarlı veya rasyonel iletişim kurma becerisini bozan psikiyatrik rahatsızlıktır. Amerikan Psikiyatri Birliği’nin (APA) Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nın (DSM) ilk baskılarında, psikoz genel olarak "gerçeklik testinde ağır bozulma" veya hayatın olağan taleplerini karşılama kapasitesine müdahale eden "ego sınırlarının kaybı" olarak tanımlanmıştır. Bireyin bilişsel muhakemesinin ve gerçeklikle temasının bozulduğu zihinsel bir bozukluk olan psikozun ayırt edici belirtileri arasında halüsinasyonlar ve sanrılar yer alır. Dezorganize konuşma, dezorganize davranış ve gerçeklik algısında yaygın bozulmalar şeklinde belirtiler içermektedir ve sosyal geri çekilme, kaygı, depresyon, uyku problemleri ,motivasyon eksikliği gibi birçok işlevsel zorluklar yaşayabilmektedir. Psikoz bir çok psikiyatrik, nörogelişimsel, nörolojik ve tıbbi durumun yaygın ve işlevsel olarak yıkıcı bir belirtisidir, nöroloji ve psikiyatri pratiğinde önemli bir değerlendirme ve tedavi hedefidir. Psikoz yaşamın ilerleyen dönemlerinde nispeten yaygındır; erken başlangıçlı ve geç başlangıçlı şizofreni, sanrısal bozukluk, duygudurum bozuklukları ve çeşitli demanslar dahil olmak üzere çok çeşitli bağlamlarda ortaya çıkmaktadır. Psikoz, şizofreni spektrum bozukluklarının (yani şizofreni, şizoaffektif bozukluk, sanrısal bozukluk, şizofreniform bozukluk ve kısa psikotik bozukluk) tanımlayıcı özelliği olmasına rağmen, aynı zamanda bipolar bozukluğu olan bazı kişilerde manik veya depresif bir dönem sırasında da ortaya çıkabilmektedir. Psikoz gelişme riski, birçok genetik risk varyantının birikmesi ve çok sayıda olumsuz çevresel faktöre maruz kalma ile artmaktadır. Farmakolojik tedavi ilk tedavidir ve psikososyal tedavilerle tamamlanır. İlk belirtileri çocukluk çağında ortaya çıkabilen bu hastalıkların zamanında tespiti, çoğu durumda tedavi edilebilir bir tedavi mevcut olduğundan özellikle önemlidir. Psikoz geliştiren veya geliştirme riski taşıyan kişilerin hızla muayene ve tedavi edilmesi son derece önemlidir. DSM-5, psikotik bozuklukları, maddenin yol açtığı psikotik bozuklukların yanı sıra diğer tıbbi durumların neden olduğu psikotik bozukluklar da dahil olmak üzere “Şizofreni ve diğer psikotik bozukluklar” olarak sınıflandırır. Psikotik bozukluklar işlevsellikte önemli bozulmalarla ilişkilidir ve bunların tedavisi büyük bir terapötik zorluk olmaya devam etmektedir. Psikoz için bilişsel davranışçı terapi , 1952’den beri psikotik bozukluğu olan hastalar için geliştirilen bir tedavi seçeneğidir . Psikoz semptomlarını hedef alan BDT modelleri , şizofreni de dahil olmak üzere birçok ruh sağlığı durumu için geliştirilmiştir. BDT’nin temel amacı, psikotik deneyimlerle ilgili anlayış ve içgörüyü geliştirmek ve bunlarla başa çıkmak, böylece ilişkili sıkıntı ve işlev bozukluğunu en aza indirmektir. Bu derleme çalışmasında literatür taramasından elde edilen bilgiler doğrultusunda psikoz tanımlaması ve BDT terapisinin psikoz ve psikotik bozukluklar üzerindeki etkinliği incelenmiştir.}, number={25}, publisher={Halil TURGUT}, organization={Near East Üniversity}