@article{article_1536094, title={Birgivî’nin Kıraatlere Yaklaşımı (Mukaddimetü’l-Müfessirîn Adlı Tefsiri Özelinde Bir İnceleme)}, journal={Amasya İlahiyat Dergisi}, pages={454–480}, year={2025}, DOI={10.18498/amailad.1536094}, author={Kara, Mehmet}, keywords={Qiraat, at-Tafsîr, Birgivî, al-Sahîh, al-Şâz}, abstract={Bu makalede Osmanlı Devleti’nin en ihtişamlı dönemlerinde yaşamış ve Arap dili, tefsir, fıkıh, hadis, kelam, tasavvuf, kıraat, tecvid gibi pek çok ilme dair telifi bulunan Birgivî Mehmed Efendi ismiyle maruf 16. yüzyıl âlimlerinden İmam Birgivî’nin (öl. 981/1573), Fâtiha sûresi ile Bakara sûresinin 98. âyetine kadar olan Kur’an âyetlerinin tefsirinin yer aldığı, tam bir tefsir olmayan Mukaddimetü’l-müfessirîn ismiyle neşredilen eseri özelinde kıraatlere yaklaşımı tespit ve tahlil edilmeye çalışılmıştır. Bu itibarla öncelikle sahih ve şaz kıraat telakkisi üzerinden Birgivî’nin kıraat tasavvuru tayin edilmiş ve buna göre sahih bir kıraatte bulunması gereken kriterler noktasında müellifin kanaati belirlenmiştir. Kıraatlerin sıhhat şartları açısından zikredilen üç kriterden biri olan kıraatlerin Hz. Peygamber’den mervî olması gerektiği şeklindeki kriter hususunda müellifin açıklamaları ve “Kırâatü’n-Nebî” ifadesinin maksudu konusundaki izahları da bu çalışmada değinilen meselelerden olmuştur. Bu noktada kıraat ilminde bir okuyuşu, sonrakilerin öncekilerden ahzetmesi gerektiğini belirten “Kıraat, tâbi olunması gereken bir gelenektir/sünnettir.” şeklinde ehlince malum olan kıraat prensibine riayeti üzerinde de durulmuştur. Kıraat tarihinin ilk dönemlerinde İbn Mücâhid’in (öl. 324/936) etkisiyle yaygınlaşan kırâat-i seb’a tasnifi ya da sonraki dönemlerde özellikle İbnü’l-Cezerî (öl. 833/1429) sonrasında meşhur olan kırâat-i aşere tasnifi bağlamında Birgivî’nin tercihi ortaya konulmuştur. Bu noktada müellif, kırâat-i seb’a tasnifini tercih etmekle beraber bazı yerlerde kırâat-i seb‘a’yı kırâat-i aşere’ye tamamlayan Ya‘kûb, Ebû Ca‘fer ve Halef olmak üzere üç kıraat imamından da aktarımda bulunmuştur. Bu itibarla kırâat-i seb’a tasnifinde geçen kıraatleri sahih kıraat, diğer kıraatleri ise şaz kıraat olarak nitelendirdiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla müellifin kıraat tasavvuruna göre sahih veya şaz kıraat telakkisini kırâat-i seb’a tasnifi üzerinden oluşturduğu söylenebilir. İbnü’l-Cezerî sonrasında yaşayan bir âlim olmasına rağmen kırâat-i aşere tasnifini tercih etmemesi bu bağlamda dikkate değer görülmüştür. Namazda okunması câiz olan kıraatlerle, tefsirde bir tefsir yöntemi olarak istidlal edilen kıraatlerin ayrıştığı, zira tefsirde sahih veya şaz fark etmeksizin tüm kıraatlerden faydalanıldığı bilinmektedir. Birgivî de bu itibarla tefsirinde sarf veya nahiv ilmi açısından dil tahlili ya da Arap dili lehçeleri bakımından sahih veya şaz tüm kıraatlerden istidlalde bulunmak suretiyle âyetleri izah etmeye çalışmıştır. Bu kapsamda ilgili tefsirden örnek âyetler seçilerek kıraat-tefsir ilişkisi bağlamında zikredilen hususlarda müellifin değerlendirmeleri inceleme konusu yapılmıştır. Bu bağlamda müellifin fiillerde bab farklılığı, malûm-meçhul, gâib-muhatap farklılığı, bir lafzın isim veya masdar kipinde okunması gibi farklılıklar üzerinden sarf ilmi açısından tahlile tabi tuttuğu kelimeler için zikrettiği sahih veya şaz kıraatlerden örnekler verilmiştir. Yanı sıra âyetleri veya âyetlerdeki cümleleri nahiv ilmi açısından tahlil ederken sahih veya şaz kıraatlerle meseleyi açıklama yöntemi de tasvir edilmiştir. Zira Avâmil ve İzhâr isimli eserleriyle özellikle ülkemizde Arapça öğrenmek isteyen birçok kimsenin hâlâ kendisinden istifade ettiği, fıkıhla ilgili birçok meselede görüş beyan etmiş olan müellifin bu noktada dilbilim açısından ve yorum zenginliği bakımından âyetlerdeki kıraat farklılıklarından ne ölçüde ve nasıl istidlalde bulunduğu konusu çalışmamız kapsamı içerisinde değerlendirilmiştir. Ayrıca mahreçleri veya sıfatları aynı ya da yakın olan iki harfin idğamı-izhârı, hemzenin tahkiki-tahfifi, fethanın-meddin kesreye meyilli okunup okunmaması ile ilgili feth-taklîl-imâle vecihleri vb. türden Arap dilinin lehçelerinden kaynaklanan farklı kıraatleri müellifin zikredip zikretmediği de bu çalışmada yer verilen konulardandır. Kıraat ilmi özelinde bu ilmin temel meselerinden birisi sayılan resmu’l-mushafla alakalı Risâle fî beyâni rusûmi’l-mesâhifi’l-Osmâniyyeti’s-sitte isimli hususi bir risalesi bulunan müellifin aynı zamanda tecvid ilminin meselelerini inceleme konusu yaptığı ed-Dürrü’l-yetîm adlı telifi de vardır. Bu vesileyle kıraat ilminin çeşitli meselelerine dair telifi bulunan, Osmanlı Devleti döneminin önemli âlimlerinden biri kabul edilen Birgivî gibi hem kendi yaşadığı dönem hem de sonraki dönem âlimlerini etkilemiş bir âlimin, kaleme almış olduğu tefsiri özelinde bahsi geçen kıraat meselelerindeki yaklaşımının tespiti üzerinde duran böyle bir çalışmanın istifa}, number={25}, publisher={Amasya University}