@article{article_1615431, title={Kâsımî’nin Tefsirinde Kitâb-ı Mukaddes Nakillerine Yaklaşımı}, journal={Van İlahiyat Dergisi}, volume={13}, pages={8–26}, year={2025}, DOI={10.54893/vanid.1615431}, author={Kaplan, Abdurrahim}, keywords={Tafsīr, Isrâîliyât, The Bible, Qasimī, Mehâsinü}, abstract={İsrâiliyat, Yahudilik, Hristiyanlık gibi diğer din ve kültürlerden etkilenerek nakledilen rivayet türü malzemelerdir. Kur’ân’ın Kitâb-ı Mukaddes’e atıfta bulunması ve sahabenin Medine’de Yahudi halkıyla etkileşimi gibi pek çok durum, Müslümanların Yahudilik, Hristiyanlık ve diğer din ve kültürlerin kaynaklarından yararlanmasına sebep olmuştur. Erken dönem müfessirleri, bu rivayetleri herhangi bir tasnife tabi tutmadan eserlerine almışlardır. Klasik tefsirlerde ise benzer bir yöntem uygulanmış, ancak erken dönemden farklı olarak sadece isnadın zayıf olabileceğine dair uyarılarda bulunulmuştur. Çağdaş dönem müfessirleri ise tarihî olaylar, peygamber kıssaları, ahlakî ve dinî konularda İslâm’ın temel ilkeleriyle çelişebilecek isrâîliyyât türü bilgiler yerine, Kitâb-ı Mukaddes’ten yararlanmayı tercih etmişlerdir. Bu yöntem, İslâm inanç ve uygulamalarına aykırı birçok isrâili bilginin tefsirlerden çıkarılmasını sağlamak ve nakledilen bilgilerin doğruluk derecesini artırmak amacıyla benimsenmiştir. Çağdaş dönemde isrâîliyyât türü rivayetlere alternatif olarak Kitâb-ı Mukaddes nakillerini tercih eden müelliflerden biri, Mehâsinü’t-Te’vîl adlı eserin yazarı Cemâleddîn el-Kâsımî (1866-1914)’dir. Kâsımî’nin eserini değerli kılan en önemli özelliklerden biri, İslâm’ın temel ilkeleriyle çelişebilecek isrâîliyyât türü bilgiler yerine Kitâb-ı Mukaddes’ten yararlanmayı tercih etmesidir. Kâsımî’nin âyet tefsirlerinde, isrâîliyyât türü rivayetler yerine konuyla ilgili Kitâb-ı Mukaddes’ten istişhatta bulunması, onu bu alanda önemli bir konuma getirmiştir. Bu çalışmada, Kâsımî’nin Kitâb-ı Mukaddes nakillerine bakışı, bu bilgileri nakletme amacı, Kitâb-ı Mukaddes’e dair anlayışı ve nakil sınırları üzerinde durulmuştur. Kâsımî’nin bazı yerlerde Kitâb-ı Mukaddes’ten sayfalarca alıntı yapması, aynı konuya dair Tevrat, İncil ve diğer Yahudi kaynaklarından faydalanması, İsrâîliyyât rivayetlerine alternatif olarak Kitâb-ı Mukaddes nakillerini bir yöntem olarak benimsediğini ve bu yöntemi eserine başarılı bir şekilde yansıttığını göstermektedir. Bu çalışma sonucunda, tefsir kaynaklarında isrâîliyyât rivayetleri yerine Kitâb-ı Mukaddes nakillerinin kullanımının daha yararlı olabileceği düşüncesi ortaya çıkmıştır. Kâsımî, tarihi olaylar, peygamber kıssaları, ahlakî ve dinî konularda İslâm’ın temel ilkeleriyle çelişebilecek isrâîliyât türü bilgiler yerine Kitab-ı Mukaddes’ten yararlanmayı tercih etmiştir. Çalışma, Kâsımî’nin Kitab-ı Mukaddes nakillerine bakışı, bu bilgileri nakletme amacı, Kitab-ı Mukaddes’e yönelik anlayışı ve onu nakletme sınırı üzerine inşa edilmiştir. Kâsımî’nin âyet tefsirlerinde Kitab-ı Mukaddes’ten istişhatta bulunması ve nakillerin takdiminde kullandığı yöntem çalışmanın temel konusunu oluşturmuştur. Kâsımî’nin bazı konularda Kitab-ı Mukaddes’ten sayfalarca nakilde bulunması, aynı konu için Tevrat, İncil ve diğer Yahudi kaynaklarından faydalanması gibi hususlar onun bu yönüyle araştırılmasını gerekli kılmıştır. Müellifin bazı tefsir kaynaklarında yer alan ve İslam inancına aykırı israilî rivayetlerden kaçınması onun bu yöntemi titizlikle kullandığını göstermektedir. Bu çalışmada Kâsım’inin ayet yorumlarında Kitab-ı Mukaddes nakillerinden yararlanma amacı, biçimi, sınırı tespit edilmeye çalışılmış akabinde müellifin bu tür rivayet ve nakillerden hangi konularda yararlandığı örneklerle ortaya koyulmuştur.}, number={22}, publisher={Van Yuzuncu Yıl University}