@article{article_1618283, title={Mecâmiu’I-hakâyik ve’l-kavâid ve Risâletün fî hakki’l-hadis’d-da‘îf Özelinde Ebû Saîd el-Hâdimî’nin Hadis İlminin Bazı Meselelerine Yaklaşımı}, journal={Marifetname}, volume={12}, pages={17–42}, year={2025}, author={Kazan, Tahsin}, keywords={Hadith, Usūl al-hadith, Weak hadith, al-Khādimī, Majāmi‘ al-Hakāiq}, abstract={Hz. Peygamber’in (s.a.v.) söz, fiil ve davranışlarına hadis denilmektedir. Hadisler İslâmî ilimlerde Kur’ân’dan sonra gelen ikinci aslî kaynaktır. Âlimler, Hz. Peygamber’in hadislerini sahih yollarla sonraki nesillere nakletmek için yoğun gayret sarf etmişlerdir. Bu gayretin bir parçası olarak muhaddisler hadis çalışmalarında, tesebbüt ve taharrî gibi önem arz eden ilkelere gereken ihtimamı göstermişlerdir. Hz. Peygamber’in irtihalinden sonra hadislerin tahammül ve edâsında ilk nesilden günümüze kadar bu ilmî faaliyet devam etmiştir. Muhaddisler hadisleri tespit, tedvin ve tasnif işlemine aralıksız devam etmişlerdir. Her gelen âlim, seleflerinin bıraktığı yerden ilmî geleneğin devamı ve tekamülü için gayret sarf etmiştir. 18. asırda yaşamış Osmanlı âlimi Ebû Saîd Hâdimî de (öl. 1176/1762) genelde İslâmî ilimlere özelde de hadis ilmine hizmet etmiş bir bilgindir. Hâdimî başta risâleleri olmak üzere birçok ilmî disiplinde eser yazmış bir âlimdir. Usûl-i fıkha dair yazmış olduğu Mecâmi’u’l-hakâik başlıklı eserinde hadis usûlü ile ilgili bazı konuları ele almıştır. Hâdimî, usûl anlayışında daha çok İbn Hacer’in Nuhbetü’l-fiker’inden yararlanmışsa da; tasavvufî yönü ve Hanefî mezhebine mensubiyeti dolayısıyla hadis usûlünde bu iki ekolün yaklaşımı ile ilgili bilgiler vermesi açısından da önem arz etmektedir. Ehl-i hadis ile ehl-i rey olarak kabul edilen Hanefî mezhebi arasında hadisle ilgili mevzularda temelde anlaşmazlık olmamakla birlikte bazı hususlarda farklılıkların olduğu görülür. Bu çalışmada Hâdimî’nin Mecâmi’u’l-hakâik ve zayıf hadis hakkında yazmış olduğu Risâletün fî hakki’l-hadis’d-da‘îf risâlesi esas alınarak hadis usûlünün temel konuları incelenmiştir. Hâdimî’nin mezkûr eserinin fıkıh usûlü kitabı olması, fukahânın muhaddislerden farklı düşündükleri noktaları tespit açısından da önem arz etmektedir. Bu makalede müellifin bu iki çalışmasıyla iktifa edilmemiş, yer yer bu ilim dalı ile ilgili diğer eserlere de müracaat edilmiştir. Muhtasar bir metin olması hasebiyle Mecâmi’u’l-hakâik’e yazılmış şerh olan Menâfiʿu’d-dekâik fî şerhi Mecâmiʿi’l-hakâik’ten de azami derecede istifade edilmiştir.}, number={1}, publisher={Siirt University}