@article{article_1626121, title={Türk-Moğol Şamanizm’inin Anadolu Tasavvufuna Yansıması: Şeyh Barak Baba Örneği}, journal={Cumhuriyet İlahiyat Dergisi}, volume={29}, pages={382–403}, year={2025}, DOI={10.18505/cuid.1626121}, author={Umanç, Fırat}, keywords={Medieval History, Baraq Baba, Mongols, Shamanism, Sufism, Anatolian}, abstract={13. yüzyılın sonları ile 14. yüzyılın başlarında, Türk-Moğol Şamanizm’i ile Anadolu tasavvufunun kesişiminde yer alan Barak Baba, bu etkileşimi yansıtan önemli bir Türkmen şeyhi olarak öne çıkmıştır. Asıl ismi bilinmeyen Barak Baba, muhtelif kaynaklara göre Babaî harekâtının merkezlerinden biri sayılan Tokat yakınlarındaki bir köyde dünyaya gelmiştir. Erken yaşlarda dervişliğe merak sararak tasavvufî arayışa yönelmiş, bu arayışını Babaî çevresinde yoğunlaştırmış ve dönemin tanınmış Türkmen şeyhlerinden Sarı Saltuk’a mürit olmuştur. Müritlik süreci, onun manevî dünyasının şekillenmesinde ve tasavvufî anlayışının derinleşmesinde önemli bir rol oynamıştır. Dervişliğe başladıktan hemen sonra neredeyse Anadolu’nun tamamını gezerek geniş bir nüfûz alanı oluşturan Barak Baba, renkli kişiliğiyle büyük bir şöhret kazanmıştır. Onun şöhreti, İran merkezli İlhanlı Devleti’ne kadar uzanmış ve bu durum devrin hükümdarı Gazan Han (1295-1304) tarafından saraya davet edilmesinde etkili olmuştur. Gazan Han tarafından çeşitli tecrübelere tâbi tutulan Barak Baba, bu süreci başarıyla neticelendirerek hükümdarın itibar ve takdirini kazanmıştır. İtibarını Sultan Ölceytü (1304-1316) döneminde de muhafaza eden Barak Baba, sultanın çeşitli diplomatik elçilik heyetlerinde yer almıştır. Bu bağlamda 706/1306 yılında dervişlerinin de katılımıyla oluşturulan bir heyetle Şam’a, Memlûk Sultanı el-Melik en-Nâsir’e gönderilmiştir. Yine aynı vazifeyle 707/1307 yılında Gîlân’a gönderilmiş, lakin burada katledilmiştir. Şamanizm’in heterodoks İslâm’a yansımasının en belirgin örneklerinden birini teşkil eden Barak Baba ve müritleri, Şamanist öğelerin etkisini taşıyan birer figür olarak, bilhassa Şam’a geldikleri sıradaki giyim tarzları, davranışları ve genel tavırları, dönemin Arap kaynaklarında ayrıntılı bir şekilde kaydedilmiştir. Mezkûr vaziyet, onların İslâmî ve Şamanistik kimliklerinin anlaşılmasında son derece önemli malumat sunmaktadır. Barak Baba ile müritlerinin aynı tarzda giyindikleri, başlarının her iki tarafında boynuz şeklinde keçe külahlar taşıdıkları, saç ve sakallarının kazınmış, ancak bıyıklarının gür olduğu aktarılmaktadır. Elbiselerinin beyaz renkte olduğu, boyunlarında ise küçük çanlar ve boyalı aşık kemiklerinden yapılmış kolyeler takıldığı nakledilmektedir. Uzun bir sopa ve tahta bir kılıç kullanan Barak Baba’nın, davulun ritmi eşliğinde raks ederken, ona çanların ve kemiklerin ürkütücü sesleri eşlik ettiği kaydedilmektedir. Ekstaziye ulaşmak için hayvan benzeri sesler çıkaran Barak Baba, trans hâlindeyken epileptik veya histerik bir durum sergileyerek dervişlerin ekstazi sırasında söylediklerine benzer, anlaşılmaz sözler mırıldanırdı. Kısaca, Şamanist özellikler taşıyan Barak Baba’yı, ibadet konusunda titiz davranan bir Türkmen babası olarak nitelendirmek mümkündür. Bu çalışma, Kalenderiyye anlayışının Haydariyye koluna mensup sûfîlerinden Şeyh Barak Baba’nın, Anadolu tasavvuf geleneği bağlamında Türk-Moğol Şamanizm’ine özgü ritüel ve sembolleri harmanlayarak İslâmî bir perspektifte nasıl yansıttığını, devrin ana kaynakları ve günümüz araştırma eserlerini esas alarak incelemeyi amaçlamaktadır.}, number={1}, publisher={Sivas Cumhuriyet University}