@article{article_1629660, title={ÂŞIK VEYSEL’İN GÖNÜL GÖZÜNDE AÇAN ÇİÇEKLER}, journal={International Journal of Filologia}, pages={14–23}, year={2025}, DOI={10.51540/ijof.1629660}, author={Atmaca, Seher}, keywords={Aşık Veysel, Blindness, Epic, Song, Flower}, abstract={Âşık Veysel, Yunus Emre, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Dertli, Ruhsatî’den sonra âşık edebiyatının kuşkusuz en önemli temsilcileri arasında gösterilmiştir. 25 Ekim 1894 tarihinde Şarkışla’da başlayan dünya yolculuğu 21 Mart 1973 de Sivas’ta son bulmuştur. Çocuk yaşta çiçek hastalığına yakalanarak gözlerini kaybetmiştir. Âşığın toplum tarafından tanınmaya başlamasında 1930 yılında Sivas Maarif (Millî Eğitim) Müdürü Ahmet Kutsi Tecer’in yanı sıra edebiyat öğretmeni Vehbi Cem Aşkun ve müzik öğretmeni Muzaffer Sarısözen’in katkıları yadsınamaz. Veysel 1933 yılında yazmış olduğu Atatürk Destanı’nı Ankara’ya giderek Atatürk’ün huzurunda okumak ister ama buna muvaffak olamaz. Destan, dönemin Hâkimiyet i Milliye gazetesinde yayınlandıktan sonra âşık gittiği şehirlerde itibar görmeye başlamış, birçok sanatçı ve şair ziyaretine gelerek onunla tanışmış türkülerinin plaklara okuma teklifinde bulunmuştur. Fikret Kızılok, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın öncülüğünde onlarca sanatçı Âşık Veysel’in ülke genelinde tanınmasına katkı sağlamışlardır. Âşık Veysel’in dünyaya kapanan gözünün yerini gönül gözü almış, bir insanın çıplak gözle görüp anlattıklarını o gönül gözü ile görerek anlatmıştır. Âşık Veysel gerek yaşadığı dönemde gerekse öldükten sonra şöhretini koruyan bir kültür hazinemiz olarak hâlâ aramızda yaşamaktadır. Bu çalışmada çiçek hastalığından gözlerini kaybeden âşığın, gönül gözüyle çiçekleri görmeğe başlaması ve türkülerinde çiçeklere nasıl yer verdiği üzerinde durmaya çalışacağız.}, number={13}, publisher={İbrahim Halil TUĞLUK}