@article{article_1637198, title={SOSYAL SERMAYENİN EKONOMİK BÜYÜMEYE ETKİSİ}, journal={EKEV Akademi Dergisi}, pages={53–72}, year={2025}, DOI={10.17753/sosekev.1637198}, author={Yılmaz, Hüseyin}, keywords={Social capital, Economic growth, RALS-EG cointegration analysis, FMOLS coefficient estimator}, abstract={Günümüz ekonomik konjonktüründe sürdürülebilir ekonomik büyümeyi ve toplumsal kalkınmayı sadece fiziki ve beşerî sermaye birikimi ile gerçekleştirmek mümkün değildir. Güven, ağlar ve normlara dayanan sosyal sermaye, “Büyümenin kayıp halkası” ve klasik iktisatın “Görünmez Eli” olarak görülmekte olup hem sürdürülebilir kalkınma hem de toplumsal kalkınmada kilit rol oynamaktadır. Sosyal sermaye ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki, günümüz ekonomik ve sosyal dinamiklerini anlamak açısından da büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı Türkiye özelinde, sosyal sermayenin ekonomik büyümeye etkisini ampirik olarak ortaya koymaktır. Çalışma, sosyal sermayeye ait olan değişkenlerin 2007 yılından başlaması nedeni ile bu yıldan başlayarak 2024 yılına kadar elde edilen verileri kapsamaktadır. Çalışmada ekonomik büyümenin göstergesi olarak GSYİH ve kişi başına düşen GSYİH kullanılmış olup sosyal sermayenin temel bileşenlerden biri olan güven; tüketici güven endeksi, ekonomik güven endeksi ve reel kesim güven endeksi olmak üzere üç ayrı başlık altında ele alınmıştır. Değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkiyi incelemek için RALS-EG eşbütünleşme analizi, bu ilişkiyi sayısal olarak ifade etmek için ise FMOLS katsayı tahmincisi kullanılmıştır. Ampirik sonuçlar, sosyal sermayenin hem ekonomik büyüme hem de kişi başı gelir ile birlikte hareket ettiğini ve bu değişkenleri pozitif yönde etkilediğini göstermektedir. Hem GSYİH’nin hem de kişi başı gelirin artmasında tüketici güven endeksinin en önemli değişken olduğu görülmüştür. Sonuç olarak, ekonomik büyümenin yalnızca geleneksel üretim faktörlerine dayalı olmadığı, aynı zamanda kültürel, coğrafi faktörlere ve ekonominin mevcut konjonktürüne bağlı olarak değişkenlik gösterebileceği göz önüne alınmalıdır. Bu doğrultuda, politika yapıcıların sürdürülebilir büyüme kapsamında sosyal sermayeyi güçlendirmeye yönelik stratejiler oluşturması ve sosyal sermayeyi stratejik bir kaynak olarak görmesi gerekmektedir.}, number={105}, publisher={Erzurum Kültür Eğitim Vakfı}