@article{article_1643934, title={Zümer Sûresi 6. Âyet Bağlamında Dini Metinlerin Anlaşılmasında Bilimsel Gelişmelerin Etkisi}, journal={Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi}, pages={20–37}, year={2025}, DOI={10.59149/sduifd.1643934}, author={Çetin, Metin}, keywords={Tafsir, Quran, Surah Zumar, Creation, Three Darknesses}, abstract={Kur’ân tevhit, nübüvvet, haşir, adalet ve ibadet gibi temel konuları merkezine almakta ve bu önemli esasları defaatle işlemektedir. Bu temel esaslarla birlikte Kur’ân, pozitif bilim dallarının ilgi alanına giren konulara da yer vermekte bu alanla ilgili bilgileri de temel hedeflerini gerçekleştirme adına kuvvetli bir argüman olarak kullanmaktadır. 610 yılından itibaren Arap toplumu içinde nazil olmaya başlayan Kur’ân’ın, o dönemin sosyokültürel, bilimsel ve teknolojik yapısı göz önünde bulundurulduğunda, bilinmeyecek bazı hususları hatasız bir şekilde aktarması onun Allah kelamı olduğuna delalet etmektedir. İnsanlığın ancak 20. yüzyılda büyük araştırmalar sonucu vakıf olabildiği bazı bilgilerin, o dönem insanının tarafından bilinmesinin söz konusu olmayacağı bir hakikattir. Zira o dönemki bilim ve teknolojinin ulaştığı düzey, bu gerçekleri anlama ve anlatmada yetersiz kalmıştır. Kur’ân’ın üzerinde durduğu önemli mevzulardan bir tanesi de ilk insanın yaratılış özü ve insanın anne karnındaki yaratılış serüvenidir ki bu hususlar pozitif bilim dallarından biyolojinin en temel konularını teşkil etmektedir. Zümer sûresi 6. âyette ilk insan ve eşinin aynı türden var edilmesi ve insanın anne karnında çeşitli yaratılış safhalarından geçirilerek üç karanlık içinde yaratıldığının belirtilmesi o dönem bilinmeyen bir gerçeğin vurgulanmasıdır. Bu araştırmada söz konusu âyette ifade edilen hususların, kronolojik olarak, müfessirler tarafından nasıl ele alındığına yönelik bir tahlil yapılmıştır. Böylece müfessirlerin, kendi dönemlerindeki bilimsel bilgilerden yararlanıp yararlanmadıkları tespit edilmiş, bu yaklaşımın söz konusu âyetin tefsirine yönelik katkıları irdelenmiştir. Bu tahlil neticesinde erken dönem müfessirlerin, bu ve buna benzer âyetleri, konuyla ilgili diğer âyetler ve rivayetler çerçevesinde işledikleri, ilmi verilerden istifade etmedikleri ve konu hakkında detaya girmedikleri görülmüştür. Daha sonraki dönemlerde ise müfessirlerin alanla ilgili bilimsel ve teknolojik verilerden de istifade ederek, bu âyetlerin daha iyi anlaşılmasına katkı sundukları tespit edilmiştir. Erken dönem ve hemen sonrasında telif edilen tefsirlerde, Zümer sûresi 6. âyet Havvâ’nın, Hz. Âdem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı; anne karnında yaratılış safhalarının nutfe, alaka, mudğa, kemik, kas, sinir ve damarların oluşması, ona ruh üflenmesinden sonra bambaşka bir varlık haline geldiği; anne karnındaki üç karanlığın ise karın, rahim ve plasenta karanlığı şeklinde genel geçer bir bilgi ile açıklandığı, konunun detaylandırılmadığı görülmüştür. Modern dönemdeki tefsirlerde ise ilk insanın ve ondan var edilen eşinin aynı özden yaratıldığı; bebeğin anne karnındaki oluşum safhaları, dokuz ay boyunca geçirdiği değişiklikler, bebeğin şekli, uzunluğu, kilosu, rengi gibi hususlar başta olmak üzere birçok özelliğinin detaylı bir şekilde bilimsel veriler ışığında açıklandığı görülmektedir. Sonuç itibariyle bilimsel ve teknolojik gelişmeler göz ardı edilmediği ve onlardan yararlanıldığı takdirde, dini metinlerin anlaşılması üzerinde olumlu bir katkı sundukları tespitine ulaşılmıştır.}, number={54}, publisher={Süleyman Demirel University}