@article{article_1649592, title={Ferit Edgü’nün “Yitik Gün” Hikâyesinde Diyonizyak Sıçrayış Aracılığıyla Etik Yaşamın İnşası}, journal={Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi}, volume={15}, pages={173–190}, year={2025}, DOI={10.33207/trkede.1649592}, author={Ertürk, Fatıma}, keywords={Ferit Edgü, Dionysian, Ethical Life, Suicide, Ferit Edgü, "Yitik Gün"}, abstract={Bu makalede Ferit Edgü’nün sürreal ögeler barındıran “Yitik Gün” adlı hikâyesinde Ahmet Hırçın’ın intiharının, literatürdeki yorumların aksine bir başarısızlık değil; Kierkegaardcı anlamda etik varoluşa geçiş aşaması olarak işlev gördüğü ileri sürülmüştür. Makalede Hırçın’ın intiharı ilkin Nietzscheci perspektiften Apollon ve Dionysos karşıtlığı bağlamında incelenmiştir. Bu açıdan Apollonik kültürün talep ettiği simgesel düzene uyum sağlayamayan Hırçın’ın intiharı, Diyonizyak bir esrime çerçevesinde ele alınmış ve Apollonik ile Diyonizyak olan unsurların çatışmasının yaratıcı bir yıkıma yol açtığı öne sürülmüştür. Zira Hırçın’ın öz-imhası, simgesel ağın kendisine yüklediği her türlü kimlik ve statüden ayrılma çabasını ifade etmektedir. Durkheim’ın intihar teorisi üzerinden de ele alınan hikâyede Ferit Edgü’nün doğaya yaklaşımıyla Rousseau’nun görüşlerine de kısaca yer verilmiştir. Ardından psikanalizde eyleme dökme ve eyleme geçme ayrımından yola çıkılarak Hırçın’ın intiharının eyleme geçme olarak değerlendirilebileceği ifade edilmiştir. Zira Hırçın, intiharıyla simgesel ağın katı gerçekliğinden sıyrılma çabasıyla Öteki’deki kendini silme amacındadır. Artık herhangi bir gösteren aracılığıyla kuşatılamayan Hırçın’ın imgesel anlamda intihar edimiyle sorumluluğu üstlenerek kendisini kuşatan kimlik ve statülerden ayrılması, Sartrecı anlamda iyi niyetin bölgesine girmesi olarak yorumlanmıştır. Nitekim insanın gerçekliği hiçliğin içinden geçerek keşfedildiği için Hırçın’ın intiharı, özneleşme sürecinin bir parçası olarak ele alınmıştır. Bu anlamıyla hikâyenin sürreal yapısını oluşturan Hırçın’ın ölümün ardından yaşamaya devam etmesi, Kierkegaard’ın etik varoluş kavramı çerçevesinde değerlendirilmiştir. Umutsuzluğun hâkim olduğu estetik yaşamdan imgesel intiharıyla sıyrılan Hırçın’ın özgürlük içinde kendisini seçerek etik yaşama adım attığı ileri sürülmüştür. Sonuç olarak bu makale “Yitik Gün” hikâyesini Diyonizyak unsurlar ve Kierkegaardcı etik varoluş perspektifinden değerlendirerek literatürdeki mevcut görüşe alternatif bir okuma sunmaktadır.}, number={30}, publisher={Trakya University}