@article{article_1661655, title={BİR OSMANLI DİPLOMATININ PORTRESİ: YUSUF ZİYA PAŞA’NIN WASHİNGTON SEFİRLİĞİ (1910-1914)}, journal={Belgi Dergisi}, pages={423–444}, year={2025}, DOI={10.33431/belgi.1661655}, author={Sivri, Pir Murat}, keywords={Ottoman Empire, USA, Washington, Yusuf Ziya Pasha.}, abstract={Bu makalede Yusuf Ziya Paşa’nın Washington sefirliği ele alınmaktadır. Sultan II. Abdülhamid döneminin önemli devlet adamlarından biri olan Yusuf Ziya Paşa, çocuk denebilecek yaşta memuriyet hayatına başladı. Gösterdiği üstün başarılar nedeniyle kısa zamanda üne kavuştu ve bir diplomat olarak Osmanlı Devleti’nin dış temsilciliklerinde çeşitli görevler aldı. Nihayet 1885 yılında ortaelçi unvanıyla Belgrad Seferatine tayin edildi. Ardından Roma, Paris ve Viyana gibi Avrupa’nın önemli başkentlerinde büyükelçi olarak görev yaptı. II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinden sonra kısa süreliğine Maarif Nazırlığına getirildi. 1910 yılında Washington Sefaretine tayin edildi. 1914 yılına kadar buradaki görevini sürdüren Yusuf Ziya Paşa, Osmanlı-ABD ilişkilerinin gelişimi için çaba gösterdi. Temel hedeflerin biri iki devlet arasındaki ticaretin kapasitesini arttırmaktı. Özellikle ABD sermayesini Osmanlı topraklarına çekmek için mesai sarf ettiyse de bunda pek başarılı olamadı. Ayrıca Avrupalı devletlere karşı denge oluşturmak adına ABD’nin siyasi desteğinden de en iyi ölçüde yararlanmaya çalıştı. Ancak bu sıralarda ABD’nin büyük ölçüde izolasyon politikası izlemesi nedeniyle umduğu desteği bulamadı. Trablsugarp ve Balkan Savaşları döneminde de bu ülkede kamuoyu oluşturmaya çalıştıysa da aynı nedenden ötürü pek fazla varlık gösteremedi. Yusuf Ziya Paşa’nın ABD’deki bir diğer faalliyeti ise burada yaşayan Osmanlı vatandaşı azınlık grupların propagandalarına karşı koymaktı. Rum, Ermeni Arnavut ve Marunîlerden oluşan bu grupların Osmanlı aleyhine giriştikleri faaliyetleri yakından takip etti ve gerektiğinde bunlara karşı koydu. Her ne kadar Yusuf Ziya Paşa, ana hedef olan Osmanlı-ABD ilişkilerinin gelişimi için uğraştıysa da bu misyonu tam manasıyla yerine getiremedi. Ancak bu onun gayretinin eksikliğinden çok iki devletin mevcut politikalarının buna hazır olmamasıyla ilgiliydi. Buna mukabil karizmatik kişiliği sayesinde ABD’nin siyasi ve sosyal çevrelerinde hatırı sayılır ilgi gördü.}, number={30}, publisher={Pamukkale University}