@article{article_1661690, title={HZ. PEYGAMBER DÖNEMİ’NDE BİZANS İLE İLİŞKİLERDE BERÎD TEŞKİLATI}, journal={Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi}, volume={11}, pages={291–309}, year={2025}, DOI={10.31463/aicusbed.1661690}, author={Budak, Yusuf}, keywords={History of Islam, prophet, Byzantium, Ghassanid, Barīd, Heraclius, diplomacy}, abstract={Geçmişten günümüze insanlar ve devletlerarasında sürekli bir mücadele yaşanmıştır. Bu mücadelelerin ardından kalıcı bir barışın ve uzlaşının tesis edilmesi ise kaçınılmaz bir gereklilik olarak ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, belirli bir topluluğu veya devleti temsil eden kişilerin nitelikleri, dış görünüşleri ve temsil kabiliyetleri büyük önem taşımıştır. Devletler, barış ortamını sağlamak ve siyasî ya da ekonomik kazanımlar elde etmek amacıyla, kendilerini en iyi biçimde temsil edebilecek, diplomasiye hâkim kişiler görevlendirmiştir. Dolayısıyla diplomatik temsil, devletlerin dış ilişkilerinde son derece kritik bir unsur olarak kabul edilmiştir. Bu anlayışın bir sonucu olarak, haberleşme ve diplomasi işlevlerini yerine getiren Berîd Teşkilatı, tarihsel süreç içerisinde bir medeniyetten diğerine aktarılmış, yani tevarüs etmiştir. Bazı İslâm kaynakları Berîd Teşkilatının kökenini Emevîler dönemine dayandırsa da bu kurumun temellerini Hz. Peygamber Dönemi’ne kadar götürmek daha isabetli olacaktır. Nitekim pek çok idarî ve kurumsal yapıda olduğu gibi, Berîd teşkilatının da İslâmî dönemin başlangıcında şekillendiği söylenebilir. Bu yönüyle Berîd, kurumsal bir kimlik olarak ilk defa Hz. Peygamber Dönemi’nde karşımıza çıkmaktadır. Hz. Peygamber Dönemi’ndeki Berîd yapılanması, dönemin ihtiyaçlarına binaen ortaya çıkmış bir kurum olarak değerlendirilebilir. Zira İslâm öncesi Arap toplumunda uluslararası diplomasi anlayışı gelişmemişti. Ancak Hz. Peygamber, çevresindeki devletlerin diplomatik teamüllerini göz önünde bulundurarak, İslâm devletini çağın koşullarına uygun biçimde organize etme gayreti göstermiştir. Özellikle dönemin güçlü siyasî aktörlerinden biri olan Bizans İmparatorluğu, diplomasiye büyük önem vermekteydi ve mühürsüz mektupları kabul etmemekteydi. Bu durumu dikkate alan Hz. Peygamber, kendi adına bir mühür yaptırarak diplomatik yazışmalarda bu geleneği sürdürmüştür. Aynı zamanda, gönderdiği mektupların ulaştırılması ve diplomatik ilişkilerin sağlıklı yürütülmesi için Berîd teşkilatından yararlanmıştır. Sonuç olarak, Berîd teşkilatının temelleri, sadece bir haberleşme sistemi olmanın ötesinde, erken İslâm Dönemi’nde diplomasiye hizmet eden bir kurum olarak atılmıştır. Böylece Hz. Peygamber, hem dönemin diplomatik teamüllerine uyum sağlamış hem de İslâm devlet geleneğinde kalıcı bir idarî kurumun oluşmasına zemin hazırlamıştır.}, number={2}, publisher={Ağrı İbrahim Çeçen University}