@article{article_1690952, title={Antik Yunan’dan Günümüze Nomos: Hukukun Kültürel ve Ahlaki Temellerine Felsefi Bir Bakış}, journal={Universal Journal of Theology}, volume={10}, pages={51–63}, year={2025}, DOI={10.56108/ujte.1690952}, author={Şahin, Nilay}, keywords={justice, nomos, law, social order, cultural vibes}, abstract={Nomos, Antik Yunan düşüncesinde, toplumu düzenleyen yazılı ve yazısız kuralların bütününü ifade eden bir kavramdır. Zamanla hukuk, ahlak ve toplumsal düzenin temel öğesi haline gelen nomos, sadece toplumsal yaşamı şekillendiren normatif bir yapı olmakla kalmaz, aynı zamanda kültürel ve ahlaki değerlerin de taşıyıcısıdır. Bu yazıda, nomos kavramının felsefi temellerine ve hukukun kültürel, ahlaki boyutlarına dair bir inceleme yapılacaktır. Antik Yunan’da, Platon ve Aristoteles gibi düşünürler, adalet ve yasaların toplumsal işleyişine dair derinlemesine değerlendirmeler yapmışlardır. Platon, yasaların ideal bir toplum düzeninin sağlanmasında merkezi bir rol oynadığını savunurken, Aristoteles, adaletin sadece bir yasal norm değil, aynı zamanda toplumsal eşitlik ve bireylerin erdemli yaşamlarını teşvik eden bir ilke olduğunu belirtmiştir. Aristoteles’in adalet anlayışı, dağıtıcı ve düzeltici olmak üzere ikiye ayrılır ve bu, adaletin farklı toplumsal düzeylerde nasıl uygulanması gerektiğine dair önemli bir felsefi çerçeve oluşturur. Nomos, yalnızca yazılı kanunlarla sınırlı değildir; toplumsal gelenekler ve ahlaki değerlerle sıkı bir ilişki içindedir. Platon, Yasalar adlı eserinde, bir toplumun hukuk sisteminin geleneksel değerlerle desteklenmesi gerektiğine dikkat çekmiş ve yasaların meşruiyetini yalnızca devletin adalet anlayışıyla değil, aynı zamanda toplumun kültürel değerleriyle de ilişkilendirmiştir. Bu bağlamda, nomos sadece yazılı kuralları değil, toplumun kolektif hafızasında yer edinmiş ve kuşaktan kuşağa aktarılan değerler bütününü de kapsar. Modern dönemde, doğal hukuk ve pozitif hukuk arasındaki ayrımlar, nomosun felsefi anlamını yeniden gün yüzüne çıkarmıştır. Doğal hukuk teorisyenleri, hukuk sistemlerinin sadece toplumsal normlarla değil, evrensel ahlaki değerlerle de uyum içinde olması gerektiğini savunurlar. Bu bakış açısı, özellikle Hans Kelsen’in saf hukuk teorisi gibi pozitif hukuk anlayışlarıyla karşıtlık oluşturur. Ancak her iki anlayış da, hukukun yalnızca normatif bir düzenleme değil, aynı zamanda toplumsal değerler ve etik ilkelerle şekillenen bir sistem olduğunu kabul eder. Nomos, günümüzde hala hukuk felsefesi ve toplumsal düzenin temel taşlarından biri olmaya devam etmektedir. Özellikle anayasa yargısı, insan hakları hukuku ve toplumsal eşitlik gibi konular bağlamında, yasaların adaletle uyumu ve meşruiyeti, nomosun felsefi çerçevesi içinde değerlendirilir. Günümüz hukuk sistemleri, yalnızca formal bir düzenleme aracı olarak değil, kültürel ve ahlaki temellere dayalı bir yapı olarak kabul edilmektedir. Sonuç olarak, nomos, Antik Yunan’dan günümüze, sadece hukuk ve yasaların değil, aynı zamanda toplumsal düzenin, ahlaki değerlerin ve kültürel normların bir yansıması olarak kabul edilmiştir. Hukukun kültürel ve ahlaki temelleri, nomosun evriminde önemli bir rol oynamış ve bu kavram, hukukun sadece bir düzenleme aracı değil, toplumu bir arada tutan kolektif değerlerin somutlaşmış hali olarak şekillenmiştir. Bu bakış açısı, hukukun insanlık tarihindeki gelişimini ve toplumsal değişimlere olan etkisini anlamamıza olanak tanır.}, number={1}, publisher={İsmail ŞİMŞEK}