@article{article_1722419, title={BİYOLOJİK UZAKLIĞIN BELİRLENMESİNDE KAFATASININ ÖLÇÜLEBİLEN VE ÖLÇÜLEMEYEN ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI: ANADOLU ÖRNEĞİ}, journal={TÜBA-AR Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi}, pages={232–244}, year={2011}, author={Eroğlu Çelebi, Serpil}, keywords={Non-metric trait, metric trait, biyological distance, Anatolia}, abstract={Çoğunlukla birden fazla gen tarafından kontrol edilen özelliklere dayanarak, topluluklar arasındaki farklılıkları belirlemeyi ifade eden biyolojik uzaklık, geçmişte yaşamış topluluklarda, hem çevresel hem de genetik etmenlere bağlı olarak gelişen ölçülemeyen (antroposkobik) ve ölçülebilen (antropometrik) özellikler kullanılarak belirlenmektedir. Bu çalışma Hacettepe Üniversitesi Biyolojik Antropoloji Laboratuarı’nda bulunan ve İlk Tunç Çağı’ndan 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar uzun bir zaman dilimine tarihlendirilen farklı dönemlerde ve farklı yerlerde yaşamış 12 Anadolu topluluğuna ait 344 erkek bireye ait iskeletin kafatası üzerinde 20 ölçülebilen ve 28 ölçülemeyen özelliğe dayanılarak yapılmıştır. Araştırmada iki özellik grubu karşılaştırılarak, Anadolu topluluklarının biyolojik uzaklık çalışmasındaki nispi değerini ortaya koymak ve söz konusu topluluklar arasındaki biyolojik ilişkileri belirlemek amaçlanmıştır. Ölçülebilen özelliklerden biyolojik uzaklıkları belirlemek için Mahalanobis’in Genelleştirilmiş Uzaklığı (D2),ölçülemeyen özelliklerden biyolojik uzaklıkları belirlemek için MMD (Mean Measure of Divergence) istatistiği kullanılmıştır. Anadolu topluluklarının ikili karşılaştırmalarının bulunduğu her iki değişkene ait uzaklık matrislerine NT-SYS (Numerical Taxonomy System) paket programında SHAN (SequentialAgglomerative Hierarchic Nonoverlapping) kümeleme yöntemi uygulanarak fenogramlar oluşturulmuştur. Metrik değişkenlerden hesaplan D matrisinden oluşturulan fenogram ile ölçülemeyen özellik verilerinden hesaplanan MMD matrisinden oluşturulan fenogramlar, nispeten benzer sonuçlar vermiştir. Ayrıca bu çalışmada ölçülemeyen özelliklerin hem zamansal hem de coğrafi uzaklığı ölçülebilen özelliklerden daha iyi yansıttığı gösterilmiştir. Söz konusu değişkenlerden elde edilen sonuçların, metrik değişkenlere ait sonuçlarla karşılaştırıldığında, arkeolojik ve tarihsel verilerle daha uyumlu olduğu belirlenmiştir. Biyolojik antropoloji literatüründe yer alan ölçülemeyen özelliklerin metrik değişkenlere göre biyolojik uzaklık çalışmaların da yetersiz olduğunu iddia eden çalışmaların aksine uygun değişkenler seçildiğinde bu özelliklerin topluluklar arasındaki ilişkileri doğru biçimde yansıtabileceğini göstermiştir. Ancak özellikle biyolojik uzaklık çalışmalarında, örneklem büyüklükleri yeterli ve yaklaşık olarak eşit tutularak her iki değişkenin birlikte kullanılmasının daha sağlıklı sonuçlar vereceği düşünülmektedir.}, number={14}, publisher={Türkiye Bilimler Akademisi}