@article{article_1747661, title={Tedaviyi Durdurma ve Reddetmenin “Kendi Geleceğini Belirleme Hakkı” Çerçevesinde Değerlendirilmesi}, journal={Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi}, volume={13}, pages={802–830}, year={2025}, DOI={10.56701/shd.1747661}, author={Durak, Yasemin and Kara Kılıçarslan, Seda}, keywords={Refusal of Treatment, Discontinuation of Treatment, Right to Life, Right to Self-Determination, Advance Medical Directive}, abstract={Gerek tedavinin durdurulması gerekse reddedilmesinde iki temel kriter belirleyici olmaktadır. Bunlar “yaşam hakkı” ve “kendi geleceğini belirleme hakkı” olarak ifade edilebilir. Yaşamın üstünlüğü en temel haklar arasında yer almaktadır. Bunun yanında kişinin yaşam hakkı üzerindeki tasarrufları ise yaşamın sonlandırılması ile bitebilir. Bu durum bazen başlamış bir tedavinin yarıda kesilmesi ile ortaya çıkabileceği gibi bazen de hiç tedaviye başlanmaması ile de kendini gösterilebilir. Tıbbi müdahalede hastanın rızası yoksa yapılan işlem hukuka aykırı olur. Haliyle rıza yoksa hekimin tedavi etmesi ya da var olan tedaviyi sürdürmesi mümkün değildir. Öğretide “yaşam hakkı”nı üstün tutan görüşler bulunmakla birlikte çoğunluk “kendi geleceğini belirleme hakkı” çerçevesinde hastaların bizzat tedaviyi durdurma ve reddetme kararını verebileceğini savunmaktadır. Tedavinin reddedilmesi ya da durdurulması önemli hastalıklarda görülebileceği gibi çok basit görünen bir hastalıkta dahi ortaya çıkabilir. Bu sebeple tedavinin reddi, sadece yaşama ümidi kalmamış kişilerde değil basit bir müdahale ile iyileşebilecek hastalarda da önemli riskler içerebilmektedir. Özellikle ayırt etme gücü olmayan bir kişinin yasal temsilcisinin tedaviyi reddetmesi halinde hekim bu karara uymak istemezse nasıl bir çözüm bulunacağının da netleştirilmesi gerekir. Ayrıca hastanın, bilincinin kapalı olduğu döneme yönelik tıbbi talimatlarının geçerliliği de tartışmalıdır.}, number={2}, publisher={Sakarya University}