@article{article_1773628, title={Cinsel Saldırı Suçuna Teşebbüs}, journal={İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi}, volume={10}, pages={585–630}, year={2025}, DOI={10.58733/imhfd.1773628}, author={Pehlivan, Ali}, keywords={The offence of Sexual Assault, Attempt at the Basic Form of The Offence of Sexual Assault, Attempt at the Qualified Forms of The Offence of Sexual Assault, Importance of the Offender’s Intent in Attempted Offence of Sexual Assault, Voluntary Abandonment in Offence of Sexual Assault.}, abstract={Suçun temel şekli, “cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesi” biçiminde tanımlanmıştır (TCK m.102/1, cümle 1). Cinsel davranış, sarkıntılık düzeyinde kaldığında suçun daha az cezayı gerektiren nitelikli hali oluşacaktır (TCK m.102/1, cümle 2). Fiilin, vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi; suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halini teşkil etmektedir (TCK m.102/2). Suç tanımında, “cinsel davranış” kavramı esas alınmıştır. Cinsel davranış, cinsel amaçlı veya cinsel arzuları tatmine yönelik harekettir. Suç, sırf hareket suçudur. Cinsel davranış veya davranışların, mağdurun rızası olmaksızın bedenine temas etmesi suçun oluşumu için yeterlidir. Ayrıca harekete bağlı olarak bir neticenin meydana gelmesi de gerekmemektedir. Bu itibarla cinsel saldırı suçuna ilişkin birçok olayda, kural olarak teşebbüsün en tartışmalı koşulu olan elverişli hareketlerle icraya başlanılıp başlanılmadığının tartışılması gerekmemektedir. Cinsel saldırı suçunun gerek temel şekli gerekse nitelikli halleri bakımından birçok olayda kural olarak teşebbüsün ikinci koşulunun tartışılmasının gerekmemesi, bu suça teşebbüste failin kastının önemini ortaya koymaktadır. Bu itibarla suçun temel şekline mi yoksa nitelikli hallerinden birisine mi teşebbüs edildiğinin saptanmasında birincil ölçütün, failin kastı olduğu söylenebilir. Cinsel saldırı suçuyla ilgili hazırlık hareketleri-icra hareketleri ayrımının tartışılmasını gerektiren bir olayla karşılaşılması az da olsa olanak dahilindedir. Bu takdirde anılan ayrımla ilgili maddi objektif teoriyi benimseyen TCK m.35’in gerekçesinde dolaylı olarak belirtildiği üzere işlenmek istenen suçla belirli bir yakınlık ve bağlantı içindeki hareketlerin de icra hareketi olarak kabul edilmesi gerekir. Gerçekleştirilen hareketin; işlenmek istenen suçla belirli bir yakınlık ve bağlantı içinde olup olmadığı, genel yaşam deneyimleri ve olayların olağan akışına göre belirlenecektir.}, number={2}, publisher={Istanbul Medeniyet University}