@article{article_329855, title={KİERKEGAARD VE JASPERS’IN VAROLUŞ FELSEFESİNDE AKIL, DİN VE İMAN İLİŞKİSİ⃰}, journal={Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi}, pages={101–123}, year={2017}, author={Çelebi, Vedat}, keywords={Karl Jaspers,Existence,God,Religion,Faith,Reason}, abstract={<p>Varoluşçuluğun kurucusu olarak bilinen teist filozof SörenKierkegaard, </p> <p>Tanrı’ya imanı ve sonsuz teslimiyeti, bireyin varoluşunu gerçekleştirmesi için </p> <p>zorunlu olarak görerek; imanın paradoksallığına vurgu yapmıştır. Kierkegaard’a </p> <p>göre, iman; ussal bir tutum değil, paradoksal bir sıçramadır. İnsanın varoluşuna </p> <p>ilişkin hakikatin öznel olduğunu düşünen Kierkegaard, bunun önünde engel olarak </p> <p>gördüğü gerçeğinden uzaklaşmış olduğunu düşündüğü Hıristiyanlık dininin </p> <p>kurumsal yansımasını, sistematik felsefe ve bilimsel alanların hâkimiyetini </p> <p>eleştirmektedir. </p> <p>Karl Jaspers’ta kilise imanına karşı çıkarak Kierkegaard’a benzemekle birlikte, </p> <p>filozofun kendisine dayatılmayan öz imanını yaşayacağı bir felsefi inancı savunarak </p> <p>klasik olmayan bir teist filozof olarak karşımıza çıkar. Jaspers için iman, hem felsefî </p> <p>hem de dinî imanı kapsayan genel bir kavramdır. Din ya da vahiy temelli inancı </p> <p>eleştirerek, Tanrı’ya inanmayı kişinin varoluşunu gerçekleştirebilmesinin </p> <p>şartlarından biri olarak görür. Akıl ve felsefî iman birbiriyle ters düşmez ve Felsefî </p> <p>iman filozofun sahip olacağı yegâne imandır. Ona göre, kilisenin Tanrı’sı, Aşkın </p> <p>varlık olmaktan çıkıp evrende gelişigüzel bir nesne haline gelmiştir. </p> <p>Bu doğrultuda, çalışmamız SörenKierkegaard ve Karl Jaspers’da din, iman ve akıl </p> <p>ilişkisini ve dolayısıyla da aklın bir başka anlamda felsefi düşüncenin Tanrı ve </p> <p>imanın temellendirilmesinde yeterli olup olmadığını ya da uzlaşıp uzlaşmadıkları </p> <p>hakkındaki görüşlerini karşılaştırmayı amaçlamaktadır. </p>}, number={7}, publisher={Arslan TOPAKKAYA}