@article{article_373036, title={Kitap İnceleme: Bilimsel ve Teknolojik Terimlere Dair Etimolojik Hikâyeler (2017)}, journal={Journal of Language Research}, volume={1}, pages={51–52}, year={2017}, author={Yaman, İsmail}, keywords={Bilim,teknoloji,terim,etimoloji}, abstract={<p class="MsoNormal" style="text-align:justify;"> <span style="font-family:’Times New Roman’, serif;">Dillerde keyfilik veya nedensizlik (artibrariness) ilkesi vardır, özellikle de sözcükler bağlamında. Ancak bu ilke sözcüğün kökenine erişemediğimizde ortaya çıkan durumu açıklar; etimolojik olarak izini sürebildiğimiz sözcükler veya kavramlar için bu durum geçerli değildir. Örneğin İngilizce’de neden mavi renk için <i>red </i> veya <i>green </i> gibi harf bileşiminin değil de <i>blue </i> kelimesinin kullanıldığını tam olarak bilemeyiz. Aynı şekilde, kulak için neden <i>nose </i> ya da <i>eye </i> değil de <i>ear </i> dendiğini de açıklayamayız. İşte tam bu noktada deriz ki dil keyfilik özelliği taşır. Ancak, İngilizce’deki <i>computer </i> veya Türkçe karşılığı <i>bilgisayar </i> kavramlarının neden söz konusu kelimelerle adlandırıldığını anlayabiliriz. Gösterge ve gönderge arasındaki bu anlaşılır ilişki bazen sözcükler biçimsel (morfolojik) açıdan incelendiğinde bazen de etimolojik hikâyelerini öğrendiğimizde kendini belli eder. Özellikle etimolojik geçmiş bu bağlamda büyük önem arz etmektedir. <i>Bilimsel ve Teknolojik Terimlere Dair Etimolojik Hikâyeler </i> 60 bilimsel ve teknolojik kavramı etimolojik boyutlarıyla ele almaktadır. Kitabın arka kapağında yer verilen alıntı kitabın ortaya çıkış mantığını çok güzel özetliyor aslında: “Kelimeler paylaşılan, kolektif anılara ait sembollerdir. Ben bir kelime kullandığımda, sizin o kelimenin neyi çağrıştırdığına dair bir tecrübeniz olması gerekir. Yoksa o kelime size hiçbir şey söylemez” (Borges).      </span> </p> <p> </p>}, number={1}, publisher={Emrah EKMEKÇİ}