@article{article_404434, title={OVER NEOPLAZİLERİNDE ANGİOGENESİS VE NEOVASKÜLARİZASYONUN ARAŞTIRILMASI}, journal={Türk Jinekolojik Onkoloji Dergisi}, volume={10}, pages={45–50}, year={2007}, author={Koç, Önder and Zergeroğlu, Sema and Duran, Bülent and Koç, Ümmügülsüm and Topçuoğlu, Ata and Kesim, Melahat}, keywords={Ovarian neoplasia, angiogenesis, vascularisation, faktör 8, CD 31}, abstract={Amaç: Bu çalışmada Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi patoloji bölümünde değerlendirilen ve tanı alan 100 adet ovarian neoplazi olgusu kullanılmıştır. İmmünhistokimyasal yöntemle F VIII ve CD 31 primer antikoru kullanarak over neoplazili olgularda neovaskülarizasyonu göstermeyi planladık.Materyal Metot: Olgular immunhistokimyasal yöntem kullanılarak ve Faktör 8 primer antikoru ile CD31 primer antikoru kullanılarak boyandı. Bu vakaların 78 tanesi yüzey epitel kaynaklı tümör, 9 tanesi germ hücreli tümör, 8 tanesi seks kord stromal tümör ve 5 tanesi metastatik krukenberg tümörü idi. Vakalardan 85 ine lenf nodu diseksiyonu yapılmıştı ve bunlardan 25 olguda lenf nodu metastazı pozitifti. Vakaların klinik takiplerinde 10 vakanın eks olduğu gözlendi, 8 olguda rekurrens vardı, 11 olgu remisyondaydı. Bulgular: Olgularda Faktör VIII antikoru ile yapılan immunhistokimyasal işlem sonrası mikrodamar yoğunluğu ile tümör gradeleri arasında anlamlı ilişki bulundu. Mikrodamar yoğunluğunun tümör tipi ile, lenf nodu pozitifliği ile, tümörün remisyon yada recurrensi ile anlamlı ilişki göstermediği gözlendi. CD 31 otoantikorunun kullanılmasıyla tespit edilen mikrodamar yoğunluğununda diğer markerda olduğu gibi tümör tipinden bağımsız olduğu gözlendi. Sonuç: CD 31 bir angiogenetik marker olarak taşıdığı prognostik önem diğer markera göre oldukça fazlaydı. Yapılan bu çalışma angiogenetik markerların tümör progresyonunun öngörülmesinde kullanılacak önemli ajan olduğunu göstermiştir. Gerekli olan bu markerlerın daha geniş serilerde çalışılmasıdır}, number={2}, publisher={Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği}