@article{article_418484, title={İskemik kardiyomyopatili hastalarda canlı myokard dokusunun saptanmasında 24 saat’lik GIK (Glikoz-İnsülin-Potasyum) infüzyon uygulaması öncesinde ve sonrasında yapılan Tc 99m-MIBI-MPS /SPECT Sonuçlarının Karşılaştırılması}, journal={Journal of Anatolian Medical Research}, volume={3}, pages={24–43}, year={2018}, author={Kandemir, Zuhal and Kaya, Halil}, keywords={Tc-99m sestamibi,GIK}, abstract={<p class="MsoNormal" style="text-align:justify;line-height:150%;"> <b> <span style="font-size:12px;">Giriş-Amaç: </span> </b> <span style="font-size:12px;"> İskemik kardiyomyopatili hastalarda myokardial canlı doku varlığı revaskülarizasyonun sağlanmasına karar vermede kritik bir olaydır. </span> <b> <span style="font-size:12px;"> </span> </b> <span style="font-size:12px;">GIK solüsyonu uygulanarak Tc-99m sestamibi ile canlılığın değerlendirilmesi; ilerlemiş koroner arter hastalığı ve iskemik kardiyomyopatili hastalarda uygulanan protokolerden biridir. </span> <span style="line-height:150%;font-size:12px;">Bu çalışmada, iskemik kardiyomyopatili </span> <span style="font-size:12px;">hastalarda canlı myokard dokusunun tespiti için 24 saatlik GIK infüzyon uygulaması öncesi ve sonrasında yapılan Tc-99m-sestamibi myokard perfüzyon sintigrafisi sonuçlarının karşılaştırılması amaçlandı. </span> <b> <span style="font-size:12px;">Materyal-metod: </span> </b> <span style="line-height:150%;font-size:12px;"> Çalışmamıza, toplam 20 (16E, 4B) hasta dahil edildi. Hastalara sintigrafik çalışmalardan önce ve sonra 24 saatlik GIK infüzyonu uygulandı. Hastalar iki gruba ayrıldı. Grup A (n=20), </span> <span style="font-size:12px;">GİK infüzyonu öncesi ve sonrasında yalnızca Tc-99m-sestamibi-rest perfüzyon SPECT çalışması yapılan hastalardan oluşturuldu. Grup B (n=10) </span> <span style="font-size:12px;">  </span> <span style="font-size:12px;">ise Grup A içerisinden seçilmiş, GİK uygulaması öncesi ve sonrası Tc-99m-sestamibi-rest/stres perfüzyon SPECT </span> <b> <span style="font-size:12px;"> </span> </b> <span style="font-size:12px;">çalışması yapılan hastalar idi. Tüm sintigrafik çalışmalardan elde edilen görüntüler vizuel ve kantitatif olarak değerlendirildi. Vizuel analiz tekniği ile elde edilen segmentler aktivite tutulum şiddetine göre 5’li sistem üzerinden puanlandırıldı ve puanlar </span> <span style="font-size:12px;">toplu skor sistemine </span> <span style="font-size:12px;"> uyarlanarak toplu reversibilite skoru hesaplandı. Ayrıca Cequal kantitatif analiz yöntemi kullanılarak elde edilen sonuçlar, defekt, washout ve reversibilite olarak polar haritalarda gösterildi. Reversibility extent parametresi (% RE), defekt büyüklüğündeki </span> <span style="font-size:12px;">  </span> <span style="font-size:12px;">reperfüzyonun </span> <span style="font-size:12px;">  </span> <span style="font-size:12px;">%’si </span> <span style="font-size:12px;">  </span> <span style="font-size:12px;">olarak değerlendirildi. Tüm sayısal verileri ortalama ± SD olarak ifade edildi. TRS ve % RE </span> <span style="font-size:12px;">  </span> <span style="font-size:12px;">sonuçları Wilcoxon </span> <span style="font-size:12px;">  </span> <span style="font-size:12px;">matched pairs </span> <span style="font-size:12px;">  </span> <span style="font-size:12px;">testi ile değerlendirildi, p<0.05 anlamlı sayıldı. </span> <b style="font-size:.9em;"> <span style="font-size:12px;font-family:’Times New Roman’, serif;">Bulgular: </span> </b> <span style="font-size:12px;font-family:’Times New Roman’, serif;"> Grup A’da; 15 hastada toplam 28(%7) segmentte reversibilite saptanırken, % RE sonuçlarına göre 7’sinde (%35) reperfüzyon izlendi. </span> <span style="font-size:12pt;font-family:’Times New Roman’, serif;"> <span style="font-size:12px;">Grup B’de GIK öncesi ve sonrası rest </span> <b> <span style="font-size:12px;"> </span> </b> <span style="font-size:12px;">çalışmasında; </span> </span> <span style="font-size:12pt;font-family:’Times New Roman’, serif;"> <span style="font-size:12px;">5 hastada toplam 13 (%6.5) segmentte reversibilite saptanırken, % RE sonuçlarına göre 10 hastanın 4’ünde (%40) reperfüzyon izlendi. </span> <b> <span style="font-size:12px;"> </span> </b> </span> <span style="font-size:12px;font-family:’Times New Roman’, serif;">Grup B’de GIK öncesi ve sonrası stres çalışmasında; toplam 24 (%12) segmentte reversibilite saptandı. Aynı hastaların % RE sonuçları değerlendirildiğinde tüm hastaların değişik yüzdelerde geri dönüşümün olduğu izlendi. </span> <span style="font-size:12px;font-family:’Times New Roman’, serif;">Grup B’de GIK öncesi ve sonrası rest/stres çalışmalarından elde edilen TRS  </span> <span style="font-size:12px;">sonuçları ile %RE sonuçları karşılaştırıldığında anlamlı fark bulundu (sırasıyla; p<0.007, p<0.03). </span> <b style="font-size:.9em;">Sonuç: </b> <span style="font-size:.9em;">24 saatlik GIK uygulamasının myokardial reperfüzyonu arttığı ayrıca canlı doku tespitinde; GIK sonrası Stres-MIBI uygulamasının, GIK öncesi stres-MIBI ve GIK öncesi /sonrası Rest-MIBI uygulamasına göre daha anlamlı sonuçlar verebileceği sonucuna varıldı. </span> </p> <p class="MsoNormal" style="line-height:150%;"> <b>  </b> </p>}, number={2}, publisher={Kayseri Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi}