@article{article_572543, title={Hatm-i Hâcegân ve Hâlidîlik’teki Uygulanan Örnekleri}, journal={İhya Uluslararası İslam Araştırmaları Dergisi}, volume={5}, pages={488–505}, year={2019}, author={Çakır, Mehmet Saki}, keywords={Nakşibendilik,Zikir,Hatm-i Hacegan,Halidilik.}, abstract={<p class="MsoNormal" style="margin-top:0cm;margin-right:1cm;margin-bottom:.0001pt;margin-left:0cm;text-align:justify;text-indent:1cm;line-height:normal;"> <b> <span style="font-size:10pt;">Öz </span> </b> </p> <p> <b> </b> </p> <b> </b> <p class="MsoNormal" style="margin-top:0cm;margin-right:1cm;margin-bottom:.0001pt;margin-left:1cm;text-align:justify;line-height:normal;"> <span style="font-size:10pt;">Nakşibendilikte toplu zikir olarak icra edilen hatm-i hacegan, Nakşibendiliğin hacegan döneminden itibaren uygulandığı tahmin edilmektedir. İçerisinde fatiha, inşirah ve ihlas surelerinin bulunduğu bu zikir, “hatme-i kebir” diye Abdulhalık Gücdevanî’ye dayandırılmaktadır. Bahaaddin Nakşibend, İmam Rabbini gibi diğer şeyhlere nisbet edilen hatme türleri ise daha kısa olup hatm-i sağir olarak isimlendirilmektedir. Nakşibendiliğin erken döneminde daha çok bir işin tamamlanması veya belanın defedilmesi için icra edilen hatme, 18. yüzyıldan sonra özellikle Halidilik döneminde muayyen vakitlerde tertip edilen bir vird haline bürünmüştür. Bilindiği kadarıyla Halidilikten itibaren hatmeye müntesip olmayanlar alınmamaktadır. Bununla beraber bazı halidililerin hatmeyi topluma açık icra ettikleri de olmuştur. Hatmenin değişik kollarda icra edilmesinde “erkan” olarak isimlendirilen ana esaslarda bir değişiklik görülmezken; bu esasların uygulanma detayları olan adablarda farklılıklar olabilmektedir. </span> </p> <p> </p>}, number={2}, publisher={Mehmet Ayhan}