@article{article_703866, title={Tasnif ve Tahrîc Usulü Olarak Etrâflar}, journal={Cumhuriyet İlahiyat Dergisi}, volume={24}, pages={345–366}, year={2020}, DOI={10.18505/cuid.703866}, author={Yılmaz, Fatih Mehmet}, keywords={Ḥadīth,Aṭrāf,Taṣnīf,Takhrīj,Tuḥfatu’l-ashrāf}, abstract={<div style="text-align:justify;"> <span style="font-size:.9em;">Hadisler, sahâbe döneminden itibaren çeşitli yollarla muhafaza ve kayıt altına alınmaya başlanmış; bu faaliyet tâbiîn devrinde de daha sonra ortaya çıkacak farklı tasnif sistemlerinin nüvesini teşkil edecek nitelikteki yöntem-lerle devam etmiştir. Bu bağlamda henüz hicri yetmiş yıllarına varmadan hadis öğreniminde hatırlamaya yardımcı olması için öğrenciler tarafından ilim meclisine gelmezden önce rivayetlerden bir pasaj/yazma şeklinde not tut-ma tarzında ortaya çıkan etrâf usulü, çok kısa bir sürede muhaddisler tarafından benimsenip uygulanmıştır. Böyle-ce ilk yazılı hadis vesikalarının oluşmasına da imkân sağlayan bu metot, rivayet türü eserlerin tasnifi ile birlikte onlardan âzami ölçüde faydalanmayı temin etmek ve aranılan haberin kaynağına kısa yoldan ve tez elden ulaşılma-sını sağlamak amacıyla bir tasnif ve tahrîc sitemine evrilmiş, neticede fihrist niteliğindeki etrâf edebiyatının orta-ya çıkmasına olanak sunmuştur. Nitekim sahâbe isimlerine veya hadis metinlerine göre alfabetik düzenlenmiş söz konusu literatürün ilk örnekleri, hicri 4. asırdan itibaren zuhur etmiş böylece alana dair birikimden hızlı bir şekil-de yararlanmanın da önü açılmıştır. İşte bu makale, hem kitâbet, hem tasnif hem de tahrîc açısından büyük bir önem arz eden etrâfların tarihî seyrini, hadis alanına katkılarını ve literatürünü konu edinmektedir. </span> </div> <div style="text-align:justify;"> <span style="font-size:.9em;">Özet: İslâm dininin doğru bir şekilde anlaşılması ve uygulanabilmesi için Resûl-i Ekrem’e ait söz, fiil, takrir ve vasıfların her türlü tahrîf ve tebdilden korunarak oldukları şekliyle sonraki nesillere ulaştırılması için gerek sahâbe gerekse sonraki dönemlerde büyük gayretler sarfedilmiştir. Ezber ve kısmen de kitâbet ile doğan bu süreç, tâbiîn döne-minden itibaren başkaca usullerin kullanılmasıyla hız kazanmıştır. Bu bağlamda ezbere kolaylık sağlaması, hatır-latıcı nitelik taşıması ve hadis şeyhinden sema yoluyla hadis tahammülünde kullanılmak üzere etrâf yöntemi uy-gulanmaya başlanmıştır. İlk örnekleri Muhammed b. Sîrîn tarafından hocası Abîde/Ubeyde es-Selmânî’nin ilim meclisine katılması esnasında görünen bu yöntem bu aşamada hadisin evvelinden bir pasaj yazmak şeklinde teza-hür etmiştir. Böylece hadislerin aslına uygun bir şekilde kayıt altına alınmasında ve ezberlenmesinde çok büyük katkıları olan mezkûr metot, çok kısa bir sürede Ubeydullah b. Ömer, Şu`be b. el-Haccâc, Süfyân es-Sevrî, Mâlik b. Enes, İsmâil b. Ayyâş ve Vekî` b. Cerrâh gibi muhaddisler arasında yaygınlık kazanmış ve uygulama alanı bulmuş-tur. Bu bağlamda Yezîd b. Zürey`, Şu’be’den tahammül ettiği hadislerden müteşekkil etrâf çalışması olmaksızın hocasının yanına gittiğini ve bu şekilde hadis dinlediğini belirtmiştir. Dolayısıyla zikredilen bu olay, Şu`be’nin meclislerinde etrâf usulüne izin verdiğini göstermesi açısından önemlidir. İlgili yöntem, hocası Ebû Alkame el-Ferevî’ye ait ve mezkûr yöntem ile kaydedilmiş haberleri arz etmek, aynı zamanda da ilgili nakilleri ondan dinle-mek üzere Medîne’ye rihle gerçekleştiren ancak amacına ulaşamayan Ahmed b. Hanbel tarafından da kullanılmış-tır. Dolayısıyla ilgili rivayetler, etrâf tarzının hicrî 1. ve 2. yüzyıllarda hadislerin hatırlanması amacıyla muhaddis-ler tarafından etkin bir şekilde işletildiğini, bu nedenle ilim meclisine gelmeden önce hazırlık aşamasında rivayet-lerden bölümler yazıldığını göstermektedir. Nihayetinde farklı şekillerde tezahür eden tedvin için çok büyük katkı-lar sunan etrâf çalışmalarının hadis tarihi açısından önemi de yadsınamaz bir gerçekliktir.  </span> </div> <div style="text-align:justify;"> <span style="font-size:.9em;">Bir şeyin yanı, tarafı ve ucu anlamına gelen ve taraf kelimesinin çoğulu olan etrâf, hadisin tamamına işaret eden bir cüzü, ibaresi veya ilk kısmı anlamına gelmektedir. Bu usul, hadis edebiyatının teşekkülü ile birlikte hicri IV. yüzyıldan itibaren hadislerin evvelinden bir kısmının zikredilerek sahâbe adına veya hadis metinlerine göre alfabe-tik olarak düzenlenen eserlere isim olarak verilmiştir. Bu anlamda etrâflar, hadis müdevvenatından daha kolay yararlanma amacıyla bir tür tasnif ve tahrîc yöntemi tarzında müstakil bir literatür haline gelmiştir. </span> </div> <div style="text-align:justify;"> <span style="font-size:.9em;">Etrâf çalışmaları, bütün kitaplardaki isnadları bir araya getirmeyi hedefleyeceği gibi belli kitaplarda bulunan se-nedlerle de kayıtlanabilir. Etrâf kitapları, başta Sahîhân veya Kütüb-i Sitte’deki hadisleri ihtiva etmekte olup sahâbe adını esas alarak}, number={1}, publisher={Sivas Cumhuriyet University}