@article{article_794994, title={Hulefâ-yi Râşidîn Döneminde İktâ Uygulamaları}, journal={Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi}, volume={11}, pages={457–486}, year={2020}, DOI={10.35415/sirnakifd.794994}, author={Öner, Abdulkerim}, keywords={Islamic History, Rasid Caliphs, Iqtā, Settlement, Savâfî, Dead Land, Ihyâ}, abstract={<div style="text-align:justify;"> <span style="font-size:12px;">İslâm öncesi dönemde Hicaz bölgesinde belirli bir devlet sistemi yoktu. Bunun için çeşitli amaçlarla halka dağıtılan toprak parçası anlamında kullanılan iktâ kavramından bahsedilemez. Bununla birlikte Hz. Peygamber zamanında bölge idari bir merkeze kavuşturulmuş ve topraktan verimli bir şekilde istifade etmek için girişimlerde bulunulmuştur. Sahipsiz topraklar muhacirler arasında taksim edilmiş ve tarıma kazandırılmıştır. Hz. Peygamber, halkın ihtiyaçlarını gidermek amacıyla çeşitli vesilelerle toprak iktâ etmiştir. Verdiği arazilerin büyük çoğunluğu ise iskân amaçlıydı. Bütün halkın istifade edeceği yerleri iktâ olarak vermekten kaçınmıştır. Hulefâ-yi Râşidîn Dönemi’nde iktâ olarak verilen toprakların geneli, herhangi bir mülkiyetin söz konusu olmadığı mevât topraklar ve savâfî arazilerdi. Bu arazilerin verilme nedeni genel olarak fethedilen yerlerde yaşayanların gönüllerini İslamiyete ısındırmak, yeni şehirlerin kurulmasını teşvik etmek ve sınır boylarına yerleştirilen askerlerin ihtiyaçlarını karşılamaktı. Ayrıca hazineye gelir getirmesi amacıyla bazı araziler iktâ olarak dağıtılmış ve bunlar daha çok savâfî topraklardan verilmiştir. Gelir getirmesi amacıyla verlien arazilerin mülkiyet hakkı halifelerde olup tasarruf yetkisi araziyi iktâ olarak alanlara aitti. İşlemek amacıyla toprakları alanlar, şartlarını yerine getirdikleri müddetçe bu topraklar üzerinde hak sahibiydiler. Ancak bu toprakları üç sene atıl bırakıp ziraat yapmadıkları takdirde yöneticiler, bu arazileri ellerinden alıp başka kişilere veriyorlardı. </span> </div>}, number={25}, publisher={Sırnak University}