@article{article_796487, title={Doğu Bağdat’ta Dârülhilâfe’nin Ortaya Çıkışı ve Burada İnşa Edilen Saraylar (279-334/892-945)}, journal={Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi}, volume={22}, pages={285–313}, year={2020}, DOI={10.17335/sakaifd.796487}, author={Yılmaz, Saim and Sazak, Ömer}, keywords={Islamic History, Dār al-Khilāfa, Qasr al-Ḥasanī, Qasr al-Thurayyā, Qasr al-Tāj, Dār al-Shajarah, Qasr al-Firdaws, al-Jawsak al-Muhdath}, abstract={<div style="text-align:justify;"> <span style="font-size:14px;">Abbâsîler’in (132-656/750-1258) ikinci halifesi Mansûr (136-158/754-775), devletin merkezi ola-rak kurduğu Bağdat şehrinin ortasına hilâfet sarayını inşa ettirmişti. Sonraki halifeler, hilâfet sarayı olarak Bağdat’ın batısı ve doğusunda inşa edilen çeşitli sarayları tercih ettiler. İkamet edilen saraylar değişiklik gösterse de Bağdat şehri, 221 (836) yılında yönetim Sâmerrâ’ya taşınıncaya kadar yaklaşık doksan yıl hilâfet merkezi olmaya devam etti. Sâmerrâ’dan yeniden Bağdat’a dönüşte, Doğu Bağdat’ta yer alan Hasenî Sarayı hilâfet sarayı yapıldı. Halife Mu‘tazıd (279-289/892-902) ve oğulları bu sarayın çevresinde beş ayrı saray ve farklı yapılar inşa ettirdiler. Dârülhilâfe adı verilen bu yeni yerleşim yeri, devletin yıkılışına kadar halifelerin ikamet ettikleri kalıcı bir merkez haline geldi. Bu çalışmada Mu‘tazıd ve oğulları tarafından Dârülhilâfe sınırları içerisinde yaptırılan saraylar incelenmiştir. Tarihçiler arasında görüş ayrılığına neden olan devlet merkezini Sâmerrâ’dan Bağdat’a taşıyıp Hasenî Sarayı’nı hilâfet sarayı olarak kullanan ilk halifenin kim olduğu konusu bu incelemenin önemli bir noktasını teşkil ettiğinden öncelikle ele alınmıştır. </span> </div>}, number={42}, publisher={Sakarya University}