@article{article_985838, title={Sevgi Soysal’ın Yenişehir’de Bir Öğle Vakti ve Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu Metinlerinde Anlatıcının İronik Tutumu}, journal={Journal of Turkish Language and Literature}, volume={61}, pages={607–629}, year={2021}, DOI={10.26650/TUDED2021-985838}, author={Dicle, Esra}, keywords={Irony, Sevgi Soysal, March 12, Novel, Memoir}, abstract={Sevgi Soysal basılan ilk öykü kitabı 1962 tarihli Tutkulu Perçem’de ve 1968 tarihli Tante Rosa’da kadın olma meselesini; annelik, ev kadınlığı, ev içi emek vs. gibi farklı kadınlık durumlarını sergileyerek bir nevi kadının bilinçlenme-gelişme sürecinin tartışılması biçiminde ele alır. 12 Mart sürecini izleyen eserlerinde bu ton geri çekilir, kadınların bilinçlenme meselesi toplumsal cinsiyet bağlamından çıkartılıp sosyalist bilinçlenme sürecinin sergilenmesine dönüşür. Eserlerinde, doğrudan muhtıra sürecinde yaşananların, askerî yönetimin uygulamalarının, bürokrasinin işleyişinin, sol çevrelerin uğradığı fiziksel, psikolojik, gayri hukuki şiddetin ifşa edilmesi söz konusu olur. Kendisi de bu süreçlerin aktif bir öznesi olan Sevgi Soysal’ın hem anı kitabında hem kurgusal metinlerinde, yaşananları ironik bir tutumla yansıtan bir anlatıcının varlığına rastlanır. Sevgi Soysal’ın Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu eseri, bulunduğu ortamın yanı sıra yaşadığı toplumun kurallarını ve bunları belirleyen sosyo-politik sürecin mantığını sarsarak çelişki ve çıkmazlarla dolu bir ideolojinin neden olduğu ironik durumları ifşa eden eleştirel bir bilincin gözünden oluşturulmuştur. Yenişehir’de Bir Öğle Vakti romanında da Ankara merkezinde toplumun 1970’lerdeki kültürel, gündelik ve ekonomik değişim sürecini; tüm yeni sakinleri, ilişkileri ve görünümleriyle “yeni şehrin” ortaya çıkışını inceler. Bu yazıda, Sevgi Soysal’ın 12 Mart sürecini hem kolluk kuvvetlerinin kurduğu iktidar alanı hem sivil toplumun gündelik yaşamı üzerinden tartışan metinlerinde, anlatıcının ironik tutumunun işlevi tespit edilmeye çalışılacak.}, number={2}, publisher={Istanbul University}