Greek Peoples” in 1923 within the frame of Lausanne Treaty lasted 1930s. However, during this period the government had to deal with the settlement not only of those immigrants who came in the context of the Exchange but also of those who had arrived earlier and not been settled yet. This study will give examples of problems encountered during the settlement of the immigrants in various parts of Turkey. Later, through the case of an inspection carried out in Manisa, we will try to demonstrate how the government set up a control mechanism against the events that occurred in the provinces.
Osmanlı Devleti’nin dağılma döneminin en önemli demografik hareketleri olan Müslüman göçleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından da devam etmiştir. Lozan Anlaşması kapsamında 1923 yılında imzalanan “Türk-Yunan Ahali Değişimi Protokolü” ile başlayan süreç, 1930’lu yıllara kadar sürmüştür. Ancak bu dönemde sadece mübadele kapsamında gelen göçmenler değil, daha önceden gelen ve halen yerleştirilememiş göçmenler ile işgal yıllarında yerlerinden ve evlerinden olan insanlar da iskân edilmek durumundaydı. Bu çalışmada, söz konusu dönemde Türkiye’nin çeşitli yerlerinde iskân faaliyetleri esnasında yaşanan problemlerden örnekler verilmektedir. Akabinde taşrada cereyan eden hadiselerde merkezî idarenin nasıl bir kontrol mekanizması kurduğu, 1927 yılında Manisa ilinin geçirdiği teftiş ile örneklenmeye çalışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | November 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 Volume: 26 Issue: 78 |