Difficult times awaited the Ottoman State, which was defeated by the First World War by signing the Mondros Armistice. While the Allied Powers, who had agreed to share the territory of the Ottoman Empire while the war was continuing, they started to implement these plans, while the minorities increased their activities after the Armistice. The Ottoman Government, which had to face the dangers created by the Allied Powers on the one hand, and minorities on the other, started to pursue a policy aimed at making the past forget, especially the period when the Union and Progress was in power. This policy has two aspects: The first aspect is the passive foreign policy, which is careful not to contradict the Allied Powers and especially England, and the second aspect is the domestic policy that aims to create stability and an image of a state of mind by eliminating the unrest between minorities and Turks in Anatolia.
Mondros Mütarekesini imzalayarak I. Dünya Savaşı’ ndan mağlup çıkan Osmanlı Devleti’ ni zor günler bekliyordu. Osmanlı Devleti topraklarını paylaşmak için daha savaş devam ederken anlaşmış olan İtilâf Devletleri bu plânlarını uygulamaya başlarken, azınlıklar da Mütarekeden sonra faaliyetlerini artırmışlardır. Bir yandan İtilâf Devletlerinin diğer yandan azınlıkların yarattığı tehlikeleri göğüslemek zorunda kalan Osmanlı Hükümeti, geçmişi —özellikle İttihat ve Terakki’ nin İktidarda olduğu dönemi— unutturmayı amaçlayan bir politika izlemeye başladı. Bu politikanın iki yönü olmuştur: Birinci yönü, İtilâf Devletlerine ve özellikle İngiltere’ye ters düşmemeye özen gösteren pasif dış politika, ikinci yönü ise, Anadolu’da azınlıklarla Türkler arasındaki huzursuzluğu gidererek istikrarı ve hemahenk bir devlet görüntüsünü yaratmayı amaçlayan iç politikadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 1, 1990 |
Published in Issue | Year 1990 Volume: 6 Issue: 18 |