19. yüzyılın başından itibaren tartışmasız bir şekilde devam eden taarruz savaşlarının müdafaa savaşları üzerine üstünlüğü I. Dünya Savaşı ile birlikte bir meydan okuma ile karşı karşıya kalmıştı. Batı Cephesi’nde ordular yaklaşık dört yıl boyunca siper savaşı nedeniyle mevzilere gömülmüştü. Benzer şekilde Çanakkale Cephesi de I. Dünya Savaşı’nda
siper savaşının yaşandığı en önemli cephelerden birisi olmuştu. Bununla birlikte yeni ortaya çıkan savaş şartlarından dolayı siper savaşına yönelik I. Dünya Savaşı’ndan önce var olan yaklaşım yeterli olmamıştı. İlk defa bu savaşta siper hatları hem birden fazla sayıda hem de bitişik bir şekilde inşa edilmişti. Müdafaa anlayışı ve uygulamaları tek bir hat üzerinde değil derinliğine tertibat anlayışı içerisinde geliştirilmişti. Bu yeni anlayış ve uygulamalar savaşın nihai olarak taarruzla sonuçlandırılacağı kabulünün aksine müdafaada saplanıp kalma
tehlikesini ortaya çıkarmıştı. Dolayısıyla taarruz savaşlarının üstünlüğü düşüncesinin hâkim olduğu bir askerî dünyada yetişen ancak müdafaanın sert yüzüyle karşı karşıya kalan I. Dünya Savaşı komutanlarının siper savaşlarına nasıl cevap verdikleri önemlidir. Bu çalışmada Çanakkale müdafaasının önde gelen komutanı Mustafa Kemal’in [Atatürk] siper savaşına yönelik kara muharebelerinin başladığı 25 Nisan ile cepheden ayrıldığı 10 Aralık 1915 tarihleri arasındaki harp emir ve raporları incelendi. Mustafa Kemal Bey’in siper savaşına yönelik yaklaşımın temelini inisiyatif üstünlük anlayışı oluşturduğu görüldü. Cephede sonucu tayin edebilecek önemli muharebelerin meydana geldiği Eylül 1915’e kadar Mustafa Kemal’in müdafaada saplanıp kalma tehlikesinden kaçınmaya çalıştığı, karşı taarruz anlayışını temel taktik yaklaşım olarak kabul ettiği ve sahra tahkimatının organizasyonuna da karşı taarruz anlayışı ile yaklaştığı tespit edildi. Bununla birlikte cephenin statik bir mevzi muharebesi halini aldığı Eylül 1915’ten sonra cephe müdafaa karakterini kazansa da Mustafa Kemal, cepheyi aktif müdafaa anlayışıyla komuta etti. Derinliğine tertibat, siper hatları arasında irtibatın sağlanması, emir-komuta düzeni, istinat ve ihtiyat kuvvetlerinin kullanımı, atış idaresi, gözetleme, topçu-piyade iş birliği gibi hususlar Mustafa Kemal’in harp emir ve raporlarına yansıyan diğer taktik unsurlar olmuştur. Bu çalışmada, Mustafa Kemal’in askerlik düşüncesi ilk defa siper savaşı üzerinden ele alınmıştır. Çalışmanın, Mustafa Kemal’in askerî düşüncesine dair olan literatüre katkıda
bulunmasının yanı sıra Çanakkale Cephesi’ndeki siper savaşı taktikleri hakkında bir açıklama olacağı düşünülmektedir.
I. Dünya Savaşı Çanakkale Muharebeleri Mustafa Kemal Atatürk Siper Savaşı Sahra Tahkimatı 19. Piyade Tümeni Taktik
From the early 19th century onwards, the dominance of offensive warfare over defensive warfare was challenged by World War I. On the Western Front, armies were stuck in trench warfare for nearly four years. Similarly, the Gallipoli Front was one of the most important fronts in World War I, where trench warfare was experienced. However, the prewar approach to field fortification proved inadequate in light of the new conditions of warfare. For the first time, multiple and continuous trench lines were constructed, reflecting a shift from the traditional single-line defense to a more complex, in-depth organizational strategy. These new understandings and practices exposed the danger of being stuck in
defense, contrary to the earlier assumption that the war would ultimately be won through an offensive. Therefore, it is crucial to understand how the commanders of World War I, who had been trained in a military tradition dominated by the belief in the superiority of offensive warfare were confronted with the harsh realities of defense-responded to trench warfare. In this study, the war orders and reports of Mustafa Kemal (Atatürk), the leading commander of the Çanakkale defence, between April 25, when the land battles for trench warfare began, and December 10, 1915, when he left the front, were examined. Mustafa Kemal Bey’s approach to trench warfare was based on an understanding of initiative superiority. It was determined that until September 1915, when important battles that could determine the outcome of the front took place, Mustafa Kemal tried to avoid the danger of being stuck in defence, accepted the counter-attack approach as the basic tactical approach and approached the organisation of the field fortifications with a counter-attack approach. However, after September 1915, when the front became a static positional battle, Mustafa Kemal commanded the front with an active defence approach, even though the front acquired a defensive character. Other tactical elements reflected in Mustafa Kemal’s battle orders and reports included in-depth organization,
maintaining communication between trench lines, command and control order, use of support and reserve forces, fire management, observation and artillery-infantry co-operation. In this study, Mustafa Kemal’s military thought is analysed through the lens of trench warfare the first time. This study is expected to contribute to the literature on Mustafa Kemal’s military thought, as well as to provide an explanation of trench warfare tactics used on the Battle of Gallipoli.
World War I Gallipoli Campaign Mustafa Kemal Atatürk Trench Warfare Field Fortification the 19th Division Tactic.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | History of The Republic of Turkiye |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Publication Date | November 30, 2025 |
| Submission Date | March 10, 2025 |
| Acceptance Date | August 20, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 41 Issue: 112 |