Joint Civil Chambers of the Court of Cassation ruled that Consumer Courts have
jurisdiction in the lawsuit brought by the consumer who suffered from the package
that dropped on him while the product that he wants to purchase was being showed.
The dispute is related to the fault-based culpa in contrahendo liability which had
arisen prior to the conclusion of the contract. Article 23 of the Consumer Protection
Law draws the frame of the Consumer Courts’ jurisdiction and states that these
courts have jurisdiction in “any dispute arising from the execution of this Law”.
“Consumer act”, which is taken as a central element by determining the scope of
the Law in the Article 2, is defined as “any legal transaction between consumer
and seller-supplier” in the Article 3. Since the scope of Consumer Protection Law
is based on legal transaction, it is necessary to determine whether there is such a
legal transaction between the parties of the dispute. Even if general provisions of
contracts are applicable to culpa in contrahendo liability, a legal transaction arose
as a contract is not yet appeared at this stage. The dispute arising from the contract
negotiations should be excluded from the scope of Consumer Protection Law and the
jurisdiction of the Consumer Courts due to the fact that sole contract negotiations
cannot be regarded as a “legal transaction”.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından, tüketicinin, satın almak istediği ürü-
nün gösterilmesi sırasında bir kolinin başına düşürülmesi sonucu uğradığı zararın
tazmini amacıyla açtığı davanın Tüketici Mahkemelerinin görevinde olduğu
yönünde karar verilmiştir. Uyuşmazlık, sözleşmenin kurulmasından önce ortaya
çıkan, sözleşme görüşmelerinden doğan kusurlu sorumluluğa ilişkindir. Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun’un 23. maddesinde “bu Kanunun uygulanmasıyla
ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflarda” Tüketici Mahkemeleri görevli kabul
edilmiş, Kanun’un kapsam başlıklı 2. maddesinde “tüketici işlemi” esas alınmış,
tanımlar başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi “tüketici ile satıcı-sağlayıcı
arasında yapılan her türlü hukuki işlem” şeklinde tanımlanmıştır. Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun’un kapsamı hukukî işlem esas alınarak belirlenmiş
olduğundan, karara konu olay bakımından taraflar arasında böyle bir hukukî
işlemin mevcut olup olmadığının araştırılması gereklidir. Her ne kadar sözleşme
görüşmelerinden doğan sorumluluğa sözleşmeye ilişkin genel hükümler uygulansa
da, bu aşamada taraflar arasında henüz sözleşme şeklinde ortaya çıkan bir hukuki
işlem mevcut değildir. Bizatihi sözleşme görüşmelerinde bulunmakla bir hukukî
işlemin meydana geldiği de kabul edilemeyeceğinden, bu konudaki uyuşmazlığın
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunmadığı ve dolayısıyla
Tüketici Mahkemelerinin görev alanında olmadığı kabul edilmelidir.
Other ID | JA59CS54TZ |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | March 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Issue: 2 |
Ankara Barosu Dergisi TÜHAS atıf sistemini benimsemektedir.