Her yıl Akdeniz’de yaşanan deniz facialarında göçmen kayıplarının sayısı artmaktadır. Kayıpların çoğunluğunu, Afrika’nın en geri kalmış ülkelerinden Avrupa Birliği (AB) ülkelerine geçmeye çalışan insanlar oluşturmaktadır. Ülkelerindeki olumsuz hayat koşullarının yol açtığı sorunlar, Afrikalıları kendi evlerini terk etmeye zorlamaktadır. AB, ısrarla kendi kıtasına yönelen bu insanların şimdiye kadar ya girişini engellemiş ya da bir şekilde girmeyi başaranları geri göndermiştir. Kara ve deniz sınırlarının kontrolünün arttırılması veya ortak güvenlik politikalarının benimsenmesi gibi bazı adımlar atılmışsa da bu yöntemlerin hiçbiri soruna çözüm olmamıştır. Günümüzde AB, göçmen sorununa daha hümanist bir yaklaşım benimsemiş görünmektedir. Buna bağlı olarak AB tarafından Afrika’ya yapılan ekonomik ve sosyal yardımların hızla arttığı gözlenmektedir. Bu durum, realist politikaların yerini idealist politikalara bıraktığı izlenimi vermektedir. Peki, Kara Kıta’ya yapılan AB yardımları gerçekten sadece insani kaygılar mı taşımaktadır? Çalışma bu soruya cevap aramak için AB’nin Afrikalı göçmen sorununa yaklaşımını ve kıtaya yapılan mali yardımları (Europeaid) ele almakta; söz konusu politikanın söylemsel ve eylemsel boyutlarını sorgulamaktadır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2015 |
Gönderilme Tarihi | 20 Kasım 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 2 Sayı: 1 |