Kişilere statü inşasının zorunluluğunu hissettiren modern hayatın var olmayı içsel yeterlilik yanında dışsal unsurların kabulüyle de ilişkilendirmesi, bireyleşebilme sürecini gerçekleştirme arzusu taşıyanlar için başkalarınca da onanan bir kimliği edinme gereksinimi doğurur. Geleneksel anlayışın geçerliliğini yitirmeye başladığı bu düzen içerisinde güç dengelerinin değişip maddiyatın fiziksel üstünlüğün yerini alması, dışarısı tarafından kabul görecek yeni kimliğin maddi otorite olmasını beraberinde getirir. Ulaşılmak istenen nihai konumda sermaye göstergelerine sahipliğin bulunuşu, mitik mirasın modern dönemdeki iki statüsünü ekonomi cephesiyle ortaya çıkarır: Efendi ve Köle. Hegel’in toplumsal düzlemdeki konumların belirlenişi ve sonrasındaki dönüşümü savaş, üstünlük/yenilgi yaşama, bağımlılaşma/özgürleşme süreçleri üzerinden tanımladığı Efendi-Köle diyalektiği Marksist tutumla birleştirildiğinde, konum ayrımlarının iktisadi etkisinden bahsedilebilir. Toplumsal yaşamda kapital işleyişin yarattığı çözülme halkalarını görünürleştiren bu etki, özellikle 1950’li yıllar Türk romanının ana malzemesini oluşturur ve Orhan Kemal tarafından da ele alınır. Yazar 1958’de tefrika edilip 1962’de basılan Eskici ve Oğulları romanında, kapitalizmin kıskacında geleneksel iş ilişkilerini yitirmek üzere olan bir ailenin tutunma mücadelesini ekonomik boyut doğrultusunda anlatırken kişilerin iktidar kurma/ bireyleşme/ Efendileşme heveslerini de gösterir. Bu çalışmada Orhan Kemal’in Eskici ve Oğulları eserinde karakterlerin düşüncelerinin yön verdiği bireysel ve kolektif eylem tercihlerinin statü elde etme arzusuyla olan bağı, Efendi-Köle diyalektiği bağlamında açıklanacaktır.
The fact that modern life, which makes people feel the necessity of status building, associates existence with the acceptance of external factors as well as internal competence, creates the need to acquire an identity approved by others for those who desire to realize the process of individuation. In this order, where the traditional understanding has begun to lose its validity, the change of power balances and the replacement of materiality with physical superiority brings the new identity to be accepted by the outside as material authority. The possession of capital indicators in the final position desired to be achieved reveals the two statuses of the mythical heritage in the modern period on the economic front: Master and Slave. When the Master-Slave dialectic, which Hegel defines through the processes of war, supremacy/defeat, dependency/liberation, is combined with the Marxist attitude, the economic effect of positional distinctions can be mentioned. This effect, which makes visible the disintegration rings created by the functioning of capital in social life, constitutes the main material of the Turkish novel, especially in the 1950s, and is also handled by Orhan Kemal. In the novel Eskici ve Oğulları, serialized in 1958 and published in 1962, author depicts the struggle of a family, which is about to lose its traditional business relations in the grip of capitalism, in terms of the economic dimension, while also showing people's desire for power-building/individuation/Mastering. In this study, the connection between the individual and collective action preferences, which are guided by the thoughts of the characters in Orhan Kemal’s Eskici ve Oğulları work, and the desire to achieve status will be explained in the context of the Master-Slave dialectic.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Literary Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Submission Date | October 31, 2022 |
Acceptance Date | December 3, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 6 Issue: 4 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International