Abstract
Film eleştirisi, filmi açımlayarak izleyiciye farklı bir perspektif kazandırır ve bu yolla
filmin evrenini zenginleştirir. Bu çalışmada ele alınan Çoğunluk filmi, onları saran
toplumsal koşullar içinde birey olmaya çalışan karakterlerin anlatısıdır ve bu nedenle
bir birey olarak insan varlığı üzerine yoğunlaşan varoluşçu felsefe, filmin karakterlerini
analiz etmek için kullanılabilecek uygun bir yoldur. Jean-Paul Sartre, Varoluş felsefesini
ortaya koymak ve anlaşılır kılmak için yazılı ve sözlü çalışmalar yapmış; felsefe
dışında yazdığı öykü, roman ve oyun türünde edebi eserler ile felsefesini açımlamıştır.
Bu nedenle Sartre’ın ortaya koyduğu varoluşçu perspektif ve kavramlar çalışmanın
temelini oluşturmaktadır. Yönetmenliğini Seren Yüce’nin yaptığı “Çoğunluk” (2010) filmi
varoluşçu felsefȋ çözümleme için uygun bir sinema filmi olarak değerlendirilmiştir. Bu
amaçla yazılan makalenin ilk bölümlerinde Sartre varoluşçuluğu üzerinde durulmuş,
“kendinde varlık” ve “kendi için varlık” kavramları filmin iki ana karakteri olan Mertkan
ve Gül’ü nanalizinin temelini oluşturmuştur. Filmin başkarakteri Mertkan’ın durumu,
Sartre’ın “kendinde varlık” kavramıyla açıklanmaktadır. “Kendi için varlık” olan Gül
ile karşılaşması, onu var eden, çevreleyen koşulların söylem ve pratikleriyle karşı
karşıya gelmesine neden olmuş, ancak bu karşılaşma ve ilişki, Mertkan’ın “kendi için
varlık”a evrilmesi ya da dönüşmesi için yeterli olmamıştır. Sonunda daha fazla direnç
gösteremeyen Mertkan, hangi kimlikle, nasıl yaşaması gerektiğini belirleyen babasının
izinden gitmiştir. Karakterler varoluş koşullarının süreçleri içinde zorunluluklara uyma,
yazgı, başkaldırı, arayış, geri adım atma gibi insanlık durumları sergilemişlerdir.