Önce, derinlerden, çok derinlerden esen bir rüzgârın tarifsiz bir heyecanla titrettiği saçlarınızı unutursunuz. Sonra, ufukta gezinen yalınayak bulutların beyazları siner omuzlarınıza. Ruh sarmaşıklığınıza tüneyen bütün yumuşak bakışları, kaybedilmiş bir türkü gibi dağılır gider gri balıkların günahsız dudaklarından. Aşk şarkıları çoktan buruşturulup atılmıştır. Doğan her yeni güne karşı ayrı bir şiir damlatılsa da sevgilinin kamaşan gözlerine, denizin maviliği bir savaş gibi unutturur ışıksız bütün besteleri. Güvercinler, bilmem kaçıncı kez uçarlar hayallerinizin üzerinden. Ve en tenha köşelerinde yalnızlığın, o masmavi öpüşlerini bir gelinlik gibi giyer, çocuklarını denize düşürmüş çaresiz bütün anneler.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | August 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 1 Issue: 1 |