Global investment in Medical Research and Development has markedly increased in the last few decades. However, due to the decreasing public altruism, researchers have come under increased pressures from the funding bodies to produce results. Out of desperation, some researchers have resorted to using incentives as a means of sourcing for volunteers. Consequently, the research burden has disproportionately been shared among the most vulnerable populations in the society. Incentives especially monetary ones present an ethical dilemma because of the uncertainties' surrounding the morality, amount and type of payment, vulnerability of volunteers and possible threats to voluntary participation. Several studies done on the use of incentives in medical research have noted that financial motivation was the number one reason for subjects to volunteer in Medical research. Mutual benefit and freedom of choice by participants were given as reasons to support their use. However, scientists who are against the use of incentives believe that they are coercive or undue inducements, and may influence a subjects' ability to give an informed consent. Guidelines exist that protect vulnerable groups from exploitation, although none sheds light into the use of incentives. Nonetheless, in the face of the waning public altruism, the benefits of using incentives far outweigh the dangers, although researchers should avoid situations where their use may become problematic. As a mode of payment to research subjects, researchers should adopt a combination of the Dickerts' Wage and re-imbursement models as guides in quantifying the incentive.
Dünya genelinde geçen son 20-30 yılda tıbbi araştırma ve geliştirmeye yönelik yapılan yatırımlar önemli derecede artış göstermektedir. Ancak; eşitlik anlayışındaki yıpranmadan dolayı fon organları araştırmacılara sonuç üretmeleri için baskı uygulamaktadır. Çaresizlikten ötürü, bazı araştırmacılar gönüllüler için kaynak olarak teşviklerin kullanımına başvurmuşlardır. Sonuç olarak; araştırma yükü orantısız olarak toplumun en savunmasız bireyleri arasında paylaşılmıştır. Özellikle parasal olan teşvikler, ödemenin miktarı ve cinsi, gönüllülerin güvenlik açığı ve gönüllü katılımına yönelik olası tehditler etik bir çelişkiye yol açmaktadır. Tıbbi araştırmalarda teşvik kullanımına ilişkin çalışmalar göstermektedir ki finansal motivasyon deneklerin tıbbi araştırmalarda gönüllü olmasının en temel sebebidir. Karşılıklı fayda ve seçim özgürlüğü katılımcıların bu çalışmalarda kullanılmalarının bir dayanağı olarak gösterilmiştir. Ancak; teşviklerin kullanılmalarına karşı olan bilim adamları katılımcıların kandırıldığına ve mecbur tutulduğuna dolayısıyla bilgilendirilmiş onam temininde katılımcılarının yeterli ve doğru düşünemediklerini vurguluyorlar. Teşviklerin kullanımına dair herhangi bir vurgu yapmamasına rağmen, savunmasız grupları istismardan korumaya yönelik öğeleri içeren yönergeler bulunmaktadır. Araştırmacılar problem oluşabilecek vakaları kullanımından kaçınmasına rağmen toplumda azalan eşitlik anlayışı eşliğinde teşvikleri kullanımının faydalarının risklerinden daha ağır bastığını göstermektedir. Araştırma vakalarına yapılacak ödemelerde, araştırmacılar teşvik miktarının tespitinde Dickerts' Ücret ve geri-ödeme modellerinin birleşimini kendilerine rehber olarak almalıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 22 Sayı: 3 |