Karl Jaspers C ), “Felsefe nedir?" sorusuna cevap ararken, “felsefe çalışmalarını sürdüren bir insan için olağanüstü konu”nun “çocukların soruları" olduğunu belirtir. Çocukların bazı özel soru ve düşüncelerini, felsefeyi anlamada önemli bir ipucu olarak değerlendirir ve onların ifadelerine yansıyan söz konusu düşüncelerden birkaç tanesini örnek olarak zikreder. Verdiği örneklerden birisi şudur: “Ben kendimi bir başkası olarak düşünmeye çalışıyorum, sonra bakıyorum ki hep neysem oyum”. Ray Billington ise, dikkatleri konu bağlamında bir diyaloga çeker: Birisi sorar: “Ne demek istiyorsun?", bu soruya, muhatabın verdiği cevap bir başka sorudur: “Ne demek istiyorsun?” demekle, ne demek istiyorsun?"^} Elbetteki, bunlar salt felsefe değil, felsefenin tanımı ise hiç değil. Dolayısıyla, hiç kimse, bu iki örnekten hareketle “felsefe şudur” diyerek, genel kabul göreceğini iddia edeceği bir tanıma ulaşamaz. Eğer olur ki böylesi bir girişimde bulunulursa, ifade edilen tanım, doğruluğu tamamıyla tartışmalara açık bir tanım olacaktır. Ancak şu da var ki, bunlar, anlamsız birer örnek olarak da değerlendirilemezler. Kaldı ki felsefenin ne olduğunu anlamaya yönelik sayısız açıklama ve sorulardan iki örnek olmayı da hak etmektedirler. Sahip oldukları bir özellik ise, felsefeyi anlamada önemli ipuçları sağlamaktadır. Jaspers veya Billington’un amacının da bu özeliğe dikkat çekmek olduğu anlaşılıyor. Bu, içlerinde barındırdıkları “düşünme aktivitesi ”dir. Daha doğru bir ifadelendirmeyle; felsefe, “tanımlanması gereken salt bir sözcük olmaktan çok, araştırılması gereken İnsanî ve kültürel birgirişimdir.” ( ) Bu nedenle, söz konusu örnekler, felsefenin bir “düşünce aktivitesi” oluşuna dikkat çeker tarzda seçilmiş ve ifade edilmiştir. Birinci örnekte anlam kazanan “Ben veya başkası olmak” sorunu veyahut ikinci örnekte anlam kazanan biçimiyle; ifade edilenin açıkladığının ne olduğu veya olabileceği sorunu, felsefenin çetrefil sorularını anlamaya birer pencere açmaktadır: “Felsefenin hedefi, düşüncelerin mantıksal açıklamasıdır. Felsefe öğreti değil, tersine, bir etkinliktir. Felsefenin sonucu “felsefi önermeler” değil, önermeleri açık kılmaktır”.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology of Science and Information |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 1, 1999 |
Submission Date | January 1, 1999 |
Published in Issue | Year 1999 Volume: 1 Issue: 2 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.