İslâm hukukunda küllî kâideler ilk dönemlerden itibaren hem fıkıh hem usûl konuları ile irtibatlı olarak üzerinde durulan bir alan olmuştur. Küllî kâideler arasında “el-kavâidu’l-hamse/kavâid-i külliye-i kübrâ” olarak tasnif edilen ve diğer küllî kâidelerin de temelini oluşturan, “el-umūru bi maḳāṣidihā”, “el-yaḳīnu lā yezūlu bi’ş-şekk”, “el-meşaḳḳa teclibu’t-teysīr”, “eḍ-ḍararu yuzāl” ve “el-‘āde muḥaḳḳeme” kâidelerinin ayrı bir pozisyonu bulunmaktadır. Bu kâidelerin fıkhın bütün alanlarına teşmil edilebilir olduğunu, fıkhî meselelerin çözümünde kendilerine müracaat edildiğini ve fıkhî meselelerin bu kâidelerle irtibatlandırılmaya çalışıldığını görmekteyiz. Beş temel kâide, fıkıh ve usûl arasındaki konumlandırmada fıkhın anlaşılırlığını kolaylaştıran bir basamak olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kâideler arasında gündeme gelen hiyerarşik ayrıma dair ulaşılan ilk isim Ebû Tâhir ed-Debbâs olmakla birlikte, bu tasnifi açık bir şekilde yapan ilk müellif ‘Alâî olarak bilinmektedir. ‘Alâî, el-Mecmū‘u’l-muẕehheb fī ḳavā‘idi’l-Meẕheb adlı eserinde beş temel kâideyi diğer kâidelerden ayrı olarak ele almakta, kâideler arasında hiyerarşik bir tasnifi benimsemektedir.
“el-Kavâidu’l-hamse/kavâid-i külliye-i kübrâ”nın küllî kâideler arasında sistemleşmesi konusunda ‘Alâî’yi önemli kılan diğer husus, kâidelerin nasslardan dayanaklarını tespit etme konusundaki titiz çabasıdır. Bu vurgu, kâidelerin fıkıh ve usûl arasındaki pozisyonunun ne olduğu konusundaki tartışmalar açısından da önem taşımaktadır. Küllî kâidelerin nasslar ile doğrudan ilişkilendirilmesi, kâidelerin etki kuvvetini arttırmaktadır. Kavâid literatürüne dair eserlere baktığımızda ‘Alâî’nin nasslar ile kâideler arasındaki irtibat üzerinde diğer müelliflerden daha yoğun şekilde durduğunu ve kâidelerin nasslardan dayanaklarını tespit ederken hadisler yanında âyetlere de sonraki müelliflere göre daha fazla yer verdiğini söyleyebiliriz.
‘Alâi’nin kavâid literatüründe beş temel kâidenin hiyerarşik olarak öncelenmesinde ve diğer kâidelerden ayrı başlıklar altında ve onların bir nevi temelleri olarak incelenmesinde öncülük ettiği görülmektedir. ‘Alâî’nin gündeme getirdiği kâideler arasındaki bu hiyerarşik ayrım, kavâid alanında eser yazan kendisinden sonraki müellifler tarafından da önemli ölçüde takip edilmiştir. Örneğin İbnu’s-Subkî, İbn Nüceym, Suyûtî gibi kavâid alanında meşhur eserleri bulunan müellifler de eserlerini ‘Alâî’nin bu yaklaşımını dikkate alarak telif etmiştir. Bu durum eserler sistematik olarak incelendiğinde anlaşılır olmakla birlikte, müellifler ‘Alâî’ye de çokça atıfta bulunarak, bu sistematikte ‘Alâî’den ilham aldıklarını göstermektedir. Bu yaklaşım Mecelle’de dahi karşılık bulmakta, Mecelle’nin şerhlerinde, Mecelle’de yer alan küllî kâidelerin, temel kâidelerden istihrâc edildiği açıkça ifade edilerek meseleler çözümlenirken bu beş temel kâideye sıklıkla müracaat edilmektedir.
Çalışmamız, İslâm hukukunda küllî kâidelerin kendi içinde yapılan tasnifinde “el-kavâidu’l-hamse/kavâid-i külliye-i kübrâ” olarak karşılık bulan beş temel kâidenin, bu tasnifi ilk yapan olarak bilinen ‘Alâî’nin el-Mecmū‘u’l-muẕehheb fī ḳavā‘idi’l-Meẕheb adlı eserinde nasıl ele alındığı ve eserde kâidelere nasıl bir rol biçildiğine odaklanmaktadır.
Çalışmamızda öncelikle küllî kâidelerin hiyerarşik tasnifi konusunda ‘Alâî’nin ilk oluşu üzerinde durarak sonraki süreçteki müelliflere etkisini örneklendir-dik. Kâidelerin incelenmesine geçmeden önce ‘Alâî ve eseri hakkında kısaca bilgi verdik. Daha sonra “el-kavâidu’l-hamse”yi müellifin eserindeki sıralamasıyla ve eserde yer alan sîgalarına yer vererek ele aldık. Kâideleri ele alırken; kâidelerin dayanakları, açıklaması ve kâidelerle irtibatlandırılan örnek fıkhî meseleler, kâidelerin istisnaları şeklinde bir sıralama gözettik. Kâidelerin da-yanaklarında ‘Alâî’nin işaret ettiği âyet ve hadislere kısa açıklamalarla yer vererek, ayrıntılar için ilgili kaynaklara atıfta bulunduk. Kâidelerin açıklaması ve örnek fıkhî meselelerle ilgili olarak öncelikle ‘Alâî’nin eserini esas almakla birlikte, ‘Alâî’nin yararlanmış olduğu kendisinden önce telif edilmiş olan eser-lerden yararlandık. ‘Alâî’nin kendisinden sonra yazılan eserlerdeki izlerini görmek için sonraki kavâid müelliflerinin eserlerine müracaat ettik. Ancak çalışmamızı kavâid eserlerine yoğunlaştırdığımızdan, kâidelerle irtibatlandırılan fıkhî meselelerin mezheplerin eserlerinden tahkik edilmesi üzerinde özellikle durmadık. Kâidelerin istisnaları konusunda, kâidelerden istisna edilen müstakil meseleleri teker teker ele almayarak ‘Alâî’nin ele aldığı bir kısım örnek meseleye kâideden istisna edilme gerekçesini de açıklamaya çalışarak yer verdik.
Legal maxims in Islamic law have been an area that has been emphasized in relation to both fiqh and usūl issues since the early periods. The legal maxims of "al-umūru bi maḳāṣidihā", "al-yaḳīnu lā yazūlu bi al-shakk", "al-mashaḳḳa tajlibu al-taysīr", "aḍ-ḍararu yuzāl" and "al-'āda muḥaḳḳama" in Islamic law classifies as “al-qawāid al-khamsa/al-qawāid al-kulliyya al-kubrā.” These legal maxims have a different position among other legal maxims and form the basis of other legal maxims. We see that the “five grand legal maxims” can be extended to all areas of fiqh, that they are applied to the solution of fiqh issues, and that fiqh issues are tried to be connected with these legal maxims. Five grand legal maxims appear as a step that facilitates the understanding of fiqh in the positioning between fiqh and usūl.
Although Abū Tāhir al-Debbās is the first name to be reached regarding this hierarchical distinction among the legal maxims, ‘Alāī is known as the first author who made this classification clearly. ‘Alāī, in his work called al-Macmū‘ al-muẕehheb fī ḳavā‘id al-Madhab, considers these five legal maxims separately from other legal maxims and adopts a hierarchical classification among the legal maxims.
Another point that makes ‘Alāī important in the systematization of "al-qawāid al-khamsa/al-qawāid al-kulliyya al-kubrā" among the legal maxims is his meticu-lous effort to determine the basis of the legal maxims from the nass (verses and hadiths). This emphasis is also important in terms of discussions about the position of the legal maxims between fiqh and usūl. Associating the legal max-ims directly with the nass increases the impact power of the legal maxims. When we look at the works on the qawāid literature, we can say that ‘Alāī focuses on the connection between nass and the legal maxims more intensely than other authors, and while determining the basis of the legal maxims from the verses and hadiths, he gives more place to the verses besides the hadiths comparing the later authors.
It is seen that ‘Alāī pioneered the hierarchical prioritization of the five grand legal maxims in the qawāid literature and the examination of them as a kind of basis of other legal maxims under separate headings. This hierarchical distinc-tion between the legal maxims that ‘Alāī brought to the agenda was also signif-icantly followed by the authors after him who wrote works in the field of qawāid. For example, authors who have works in the field of qawāid such as Ibnu's-Subkī, Ibn Nujaym, and Suyūtī have also compiled their works by taking this approach of ‘Alāī into account. Although this situation is understandable when the works are examined systematically, the authors also make many references to ‘Alāī and show that they are inspired by ‘Alāī in this system. This approach finds its equivalent even in Majalla and in its commentaries. It is stated that the legal maxims in Majalla are derived from the basic legal max-ims and these five grand legal maxims are frequently referred to in the solu-tion of problems.
Our study focuses on how the five grand legal maxims which are corresponded to “al-qawāid al-khamsa/al-qawāid al-kulliyya al-kubrā” in the classification of the universal rules in Islamic law is handled and which role is given to the legal maxims in al-Mecmū' al-muẕehheb fī ḳavā'id al-Madhab by ‘Alāī known as the first to make this classification.
In our study, firstly, we focused on the ‘Alāī, who is the first name who classi-fies legal maxims on the hierarchical classification and exemplified his effect on the authors in the next process. We gave brief information about ‘Alāī and his work before examining the legal maxims. Later, we discussed “al-qawāid al-khamsa” in the order of the author's work and by giving place to his patterns (sīga) in the work. While examining the legal maxims; we have chosen an or-der in the form of the basis of the legal maxims, their explanations, and the sample fiqh issues associated with them, the exceptions of the legal maxims. We have included the verses and hadiths pointed out by ‘Alāī of the basis of the legal maxims, with brief explanations, and we have referred to relevant sources for details. Regarding the explanation of the legal maxims and exem-plary fiqh issues, we primarily took the work of ‘Alāī as a basis, but we have also benefited from the works that had been written before his. In order to see the traces of ‘Alāī in the works written after him, we benefited from the works of later qawāid authors. However, since our work focused on the works of qawāid, we did not particularly dwell on the investigation of the fiqh issues associated with the legal maxims from the works of the madhhabs. Regarding the exceptions of the legal maxims, we did not deal with the issues one by one but included some sample issues that ‘Alāī dealt with by trying to explain the reason for being exempted from the legal maxims.
Islamic Law ‘Alāī The five grand legal maxims al-Macmū‘ al-muẕehheb al-qawāid al-khamsa al-qawāid al-kulliyya al-kubrā
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 26, 2023 |
Publication Date | June 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 20 |
Amasya İlahiyat Dergisi-Amasya Theology Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.