Miʿrâciyye, İslâm sanat ve edebiyatında Hz. Muhammed’in miʿracını konu edinen eserlerin genel adı olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha ziyade kaside ve mesnevi türü şiirler şeklinde edebiyat alanındaki eserlerde tezahür eden miʿrâciyyeler minyatür, hat, kitap sanatları ve musiki alanındaki eserlerde de ortaya çıkmıştır. Bir edebiyat türü olarak miʿrâciyye, Türk ve İran kültüründe daha ziyade edebî eserlere konu olurken bu konuda yazılan Arapça eserlerin miʿrac konusunu dinî ilimler açısından ele alan bilimsel nitelikli kitaplar oldukları görülmektedir. Sahâbî Kaʿb b. Züheyr’in (öl. 24/645) Kasîde-i bürde’sinde yer alan miʿrac hadisesiyle ilgili beyitler, bu türün ilk örneği kabul edilmektedir. Türk kültüründe ise ilk olarak Satuk Buğra Han Destanı’nda ortaya çıkan bu form, günümüze kadar yüzlerce esere konu edilmiştir. Miʿrâciyye adıyla yazılan müstakil eserlerden biri de 17. ve 18. yüzyıl Osmanlı âlimlerinden Yûsufefendizâde Abdullah Hilmi’ye aittir. Arapça kaleme alınan ve Millet Kütüphanesi, Ali Emîrî Efendi, 222 numarada yer alan yazma eser, miʿrac konusunu âyet ve hadisler ekseninde ele almaktadır. Eserde konuyla ilişkilendirilen üç âyet grubuna yer verilmekte, bir âyetin ise farklı bir kıraatine istinaden konuyla ilgisi ortaya konulmaktadır. Bunlardan birincisi İsrâ sûresinin ilk âyetidir. İsrâ olayının Kur’an’dan açık delili olan bu âyet çerçevesinde Hz. Peygamber’in Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya götürülmesi detaylı bir şekilde işlenmektedir. Yine bu âyetin tefsiri sadedinde isrâ olayından sonra gerçekleşen miʿrac hadisesi rivayetler eşliğinde ele alınmaktadır. Mevzû Hz. Muhammed’in ilahi huzura yükselmesi ve Allah’ın kurbiyetine mazhar olmasına geldiğinde, bu konuyla irtibatlandırılan Necm sûresi 8-10. âyetlerin tefsirine yer verilmektedir. Bu âyetler açık ve net olarak miʿracdan söz etmemekle birlikte bazı müfessirlerce miʿrac olayı ekseninde tevil edilmiştir. Bu çerçevede Hz. Peygamber’in Allah’ı görüp görmediği, ondan hangi vahiyleri aldığı, beş vakit namazın nasıl farz kılındığı gibi bazı meseleler detaylı bir şekilde incelenmektedir. Son olarak Hz. Muhammed’in miʿrac dönüşünde yaşadığı olaylar ve müşriklerin onu yalanlamasına dair haberler anlatılmaktadır. Bu şekilde isrâ ve miʿrac olayı âyetler ve hadisler çerçevesinde kronolojik olarak izah edildikten sonra Hz. Peygamber’in yaşadığı bu tecrübenin insanlar için nasıl bir imtihan vesilesi olduğunu anlatan İsrâ 60. âyetin tefsirine yer verilmektedir. Eserin sonuç kısmında ise bir kıraat veçhine binaen bazı müfessirler tarafından miʿracda Hz. Peygamber’in sema katları arasındaki yükselişi şeklinde tevil edilen İnşikâk sûresinin 19. âyeti ile konu bir kez daha Kur’an’dan temellendirilmeye çalışılmaktadır. Böylece eserde miʿrac konusuyla ilişkilendirilen bütün âyetlerin tefsir edildiği görülmektedir. Yer yer tefsir, yer yer de hadis şerhi görünümü arz eden eserin miʿracla ilişkilendirilen âyetler ve onların yorumu çerçevesinde yazılmış olması, onu Tefsir ilmi açısından önemli kılmaktadır. Bu makalede Yûsufefendizâde’nin söz konusu eseri, konulu tefsir metodu açısından incelenmektedir. Böylece daha çok son yüzyılda sistemleşmeye başlayan “konulu tefsir” metodunun, önceki yüzyıllarda da var olduğu ortaya konmaktadır. Arapça karşılığı mevdûʿî tefsir olan bu yöntem henüz bütün unsurlarıyla bir usûl olarak teşekkül etmediğinden olsa gerek, tanımı ve kısımları hakkında değişik görüşler ortaya konmuştur. Kimisi bu yöntemi en dar anlamıyla “Herhangi bir konudaki âyetleri iniş sırasına göre düzenleyerek tefsir etmek” şeklinde tanımlarken bazıları sûre tefsirlerini, Kur’an’daki bir kavramın tahlilini, hatta tefsir usulüne dair bazı mevzuları Kur’an ekseninde ele alan çalışmaları da (Kur’an’da nâsih-mensûh âyetler, Kur’an’da muhkem-müteşâbih âyetler gibi) konulu tefsire dahil etmektedirler. Bazı eserlerde ise bunlar konu tefsiri, kavram tefsiri, sûre tefsiri ve usûl konulu tefsir şeklinde konulu tefsir yönteminin çeşitleri olarak sıralanmaktadır. Aslında konulu tefsir deyince çoğunlukla dar anlamıyla “Bir konunun ilgili âyetler çerçevesinde ele alınması” anlaşılmaktadır. Bu anlamıyla Yûsufefendizâde’nin Miʿrâciyye adlı eserini bu tür kapsamında değerlendirmek mümkündür. Zira eserde miʿrac konusu, mevzu ile ilişkilendirilen âyetler ekseninde ele alınmaktadır. Normalde konulu tefsir metodunda belirlenen âyetlerin nüzul sırasına göre sıralanması esastır. Ancak bu eserde âyetler iniş sırasına göre değil, anlatılan konunun kronolojik sırasına göre sistematize edilmiştir. Zira seçilen konu fıkhî değil, tarihî bir mevzudur ve böyle bir mevzuda nüzul sırasının değil kronolojik sıranın gözetilmesi gayet tabiidir. Elinizdeki çalışmanın amacı, söz konusu eserin tefsir ilmi açısından değerini ve konulu tefsirler arasında sayılıp sayılamayacağını tespit etmenin yanı sıra Yûsufefendizâde’nin Tefsir ilmine bakışını ve ona katkılarını gün yüzüne çıkarmaktır.
Miʿrâciyye, in Islamic art and literature, refers to works that focus on the Miʿraj (ascension) of Prophet Mohammad. Miʿrâciyyes primarily manifest in literature as odes (qasidas) and mesnevis (narrative poems) but also appear in the form of miniature paintings, calligraphy, book arts, and music. As a literary genre, miʿrâciyye is more commonly found in Turkish and Persian cultures, whereas Arabic works on the Miʿraj tend to be scholarly books that address the subject from the perspective of religious sciences. The verses related to the Miʿraj incident in the Qaṣīdah Burdah of the Companion Kaʿb b. Zuhayr (d. 24/645) are considered the first example of this genre. In Turkish culture, this form first appeared in the Satuk Buğra Khan Epic and has been the subject of hundreds of works up to the present day. One of the independent works written under the title Miʿrâciyye belongs to Yūsufafandīzādah Abd al-Allāh Hilmī, an Ottoman scholar of the 17th and 18th centuries. This manuscript, written in Arabic and cataloged as number 222 in the Ali Emîrî Efendi collection at the Millet Library, examines the Miʿraj topic within the framework of Qur'anic verses and hadiths. The verses related to the Miʿraj incident in the Qaṣīdah Burdah Qaṣīdah Burdah of the Companion Kaʿb b. Zuhayr (d. 24/645) are considered the first example of this genre. In Turkish culture, this form first appeared in the Satuk Buğra Khan Epic and has been the subject of hundreds of works up to the present day. One of the independent works written under the title Miʿrâciyye belongs to Yûsufefendizâde Abdullah Hilmi, an Ottoman scholar of the 17th and 18th centuries. This manuscript, written in Arabic and cataloged as number 222 in the Ali Emîrî Efendi collection at the Millet Library, examines the Miʿraj topic within the framework of Qur'anic verses and hadiths. The work includes three groups of verses related to the topic, and one verse is linked to the subject based on a different recitation. The first of these is the first verse of Surah Al-Isra. Within the framework of this verse, which is the clear evidence of the Isra event in the Qur'an, the Prophet Muhammad's journey from Masjid al-Haram to Masjid al-Aqsa is elaborated in detail. Additionally, within the context of interpreting this verse, the Miʿraj event, which occurred after the Isra, is discussed alongside various narrations. When the subject reaches the Prophet Muhammad's ascension to the Divine Presence and his closeness to Allah, the interpretation of verses 8-10 of Surah An-Najm, which are associated with this topic, is included. Although these verses do not explicitly and clearly mention the Miʿraj, they have been interpreted by some commentators in the context of the Miʿraj event. Within this framework, issues such as whether the Prophet Muhammad saw Allah, the revelations he received from Him, and how the five daily prayers were made obligatory are examined in detail. Lastly, the events that Prophet Muhammad experienced upon his return from the Miʿraj and the accounts of the polytheists denying him are narrated. After explaining the Isra and Miʿraj events chronologically within the framework of verses and hadiths, the interpretation of Surah al-Isra, verse 60, is included, which describes how the experience of the Prophet Mohammad became a test for people. In the conclusion of the work, the subject is further grounded in the Qur'an with Surah al-Inshiqaq, verse 19, which, based on a particular reading, has been interpreted by some commentators as referring to the Prophet Muhammad's ascension through the heavens during the Miʿraj. Thus, it is evident that all the verses related to the Miʿraj topic are interpreted in the work. The work, which alternates between the features of tafsir (Qur'anic exegesis) and hadith commentary, gains significance in the field of Tafsir due to its focus on verses related to the Miʿraj and their interpretations. This article examines Yūsufafandīzādah’s work from the perspective of the thematic tafsir method. Thus, it is demonstrated that the 'thematic tafsir' method, which became more systematized in the last century, also existed in previous centuries. The Arabic equivalent of this method, mawḍūʿī tafsir, has not yet been fully established as a comprehensive methodology, which may explain the differing views on its definition and components. Some define this method in its narrowest sense as 'interpreting verses on a particular subject by arranging them in the order of their revelation,' while others include chapter (sura) exegeses, analyses of concepts in the Qur'an, or even studies addressing certain issues of tafsir methodology within the framework of the Qur'an (such as abrogating and abrogated verses or definitive and allegorical verses in the Qur'an) as part of thematic tafsir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | November 29, 2024 |
Publication Date | |
Submission Date | September 30, 2024 |
Acceptance Date | November 27, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 23 |
Amasya İlahiyat Dergisi-Amasya Theology Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.