Nevşehir where has been a settlement since prehistoric times, is quite striking in terms of the civilizations that lived in this region and the works that they left behind. Historical monuments of different religious and ethnic cultures built in Nevşehir and its surrounding area give an idea to the researchers about the historical texture of the province. Especially, Nevşehirli Damat İbrahim Pasha after becoming the Grand Vizier renovated Nevşehir Province with important structures. Most of these structures have been studied by contemporary researchers, but there is no detailed study about the fountains that seem to disappear when compared to other structures. The fountains, which are the most artistic constructions of Turkish-Islamic water architecture reflect the features of the era when they were built with plan-architectural arrangements and decorative features. Fountains show how the Turkish culture gives importance to the hygiene and the generosity.
This article aims to reveal thirteen Ottoman era fountain examples which were built in XVIII. and XIX. centuries. The fountains which are examined have largely lost their originality and have not reached the present day as a whole. Fountains, water, collected from a reservoir or pipes bringing tress or tap, marble, stone or similar materials, made public off the water intake sites. Moreover, they are relativly small arthistic structures which reflect aesthetic quality of the era, bring movement to squares, complete aesthetically other architectures, and supply water requirements of citizens. In these purposes, 17 fountains constructed in Nevşehir. Fountains, that place in the Nevşehir district, do not have intense embellishment. In almost all of them, pointed or round arches had been used. In Nevşehir fountains, cut stone structures are intensively used, while marble is relativly less used.
Tarih öncesi çağlardan beri yerleşim yeri olan Nevşehir bu coğrafyada yaşamış uygarlıklar ve bırakmış olduğu eserler bakımından oldukça dikkat çekicidir. Özellikle Nevşehirli Damat İbrahim Paşanın sadrazam olmasıyla birlikte önemli yapılarla adeta ihya edilmiştir. Bu yapılar arasında bulunduğu cepheyi hareketlendiren, bir başka yapıyı mimari açıdan tamamlayan ve nihayetinde halkın su gereksinimini karşılayan çeşmeler de önemli bir yer tutmaktadır.
Bu çalışma XVIII. ve XIX. yüzyıl Osmanlı dönemi çeşmelerinden seçili on üç örneği kapsamaktadır. İncelenen çeşmeler büyük ölçüde özgünlüğünü kaybetmiş ve günümüze bir bütün olarak ulaşmamıştır. Nevşehir çeşmeleri bağımlı ya da bağımsız olarak yapılmıştır. Cephe düzenlemesi açısından tüm çeşmeler tek cepheli ve dikdörtgen bir kütleye sahiptir. Çeşmelerde cephe kompozisyonunun önemli bir belirleyicisi olan kemerler sivri kemer, yuvarlak kemer ve nişsiz düz cepheli olmak üzere üç tipte ele alınmıştır. İncelenen çeşmelerde kemerler iki yanda sütun ya da payeler üzerine oturtulmuştur. Nevşehir çeşmelerinin saçak kısmı genellikle günümüze ulaşmamıştır. Bazı çeşmelerin üzeri ise üçgen alınlıklarla belirlenmiştir. Nevşehir çeşmelerinde Nevşehir taşı (sarı taş) ya da kepez olarak bilinen bir taş cinsi kullanılmıştır. Taşın açık ve koyu renklerinin birlikte kullanılması beraberinde iki renkli bir taş işçiliğini de getirmiştir. İncelenen çeşmelerde tek parça taştan oyularak yapılmış su tekneleri bulunmaktadır. Çeşme nişlerinin alınlıklarında tas nişleri yoktur. Çeşmeler genellikle tek lülelidir. Çeşmelere madalyon, kabara ve rozetler ile çarkıfelek ve stilize geometrik biçimlerden oluşturulan bir bezeme uygulanmıştır. Bu bezemeler ampir ve eklektik üslup esintileri ile biçimlenmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | MAKALELER |
Authors | |
Publication Date | November 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 22 |