Tarım, hayvancılık ve zanaatçılıkla gelişen dünya ekonomisine bugün internet tabanlı alt yapılar ve bilişim teknolojileriyle dijitalleşen bir iş yaşamı yön vermektedir. Endüstri devriminin beraberinde getirdiği bağımlı iş ilişkilerinin yerini dijital emeğin ve uzaktan çalışmanın almaya başladığı son çeyrek asırda çevrimiçi olunan yerin işyerine dönüştüğü, iş ilişkilerinin oturum açma ve kapama aralığında kurulduğu bir değişim sürecine tanıklık edilmektedir. Bu değişimin bir yönünü de iş yaşamında ayrımcılık, yıldırma, mobbing, taciz, zorbalık gibi vakaların dijitalleşen iş ilişkilerine yansımaları oluşturmaktadır. Bu çalışmada söz konusu yansıma alanlarından siber zorbalık olgusu dijitalleşen iş yaşamı odağında ele alınmaya çalışılmaktadır. Nitekim siber zorbalık çocuklar için olduğu gibi yetişkinler için de tehdit oluşturan, özel yaşamı olduğu kadar sosyal yaşamı ve iş yaşamını da doğrudan etkileyen bir sorunsaldır. Diğer yandan siber zorbalar sadece gerçek kişileri değil, tüzel kişileri de hedef alarak siber saldırılar gerçekleştirebilmektedir. Bu ise uzun yıllar emek ve özveri ile yaratılan kurumsal imajın, marka değerinin, ürün ve hizmetlerin kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırılmasına neden olarak güven ve gelir kaybına sebebiyet verebilmektedir. Siber zorbalık ve iş yaşamı ilişkisinin hem kendi bağlamı içinde hem de neden-sonuç ilişkileri temelinde ele alınmaya çalışıldığı bu makalede siber zorbalıkla iş yaşamının dijitalleşen doğası çerçevesinde mücadele etmenin gerekliliği açıklanmaya çalışılmıştır. Siber etik ilkelerin ve siber nezaketin geleceğin iş yaşamı için bugünden inşa edilmesi gereken olgular olduğu vurgulanmıştır. İş yaşamında yüz yüze iletişimde olduğu gibi dijital etkileşimde de hoşgörüye, empatiye, şefkate ve nezakete alan açarak hareket etmenin, insan onur ve haysiyetine saygı temeline dayanan bir dijital kültür geliştirmenin yakın gelecek açısından belirleyici sonuçları olacağına dikkat çekilmiştir.
The world economy, which develops with agriculture, animal husbandry and craftsmanship, is today driven by a digitalized working life with internet-based infrastructures and information technologies. In the last quarter century, when digital labor and remote working began to replace the dependent working relations brought about by the industrial revolution, we are witnessing a change process where the online place turns into the workplace and working relations are established between login and closure. One aspect of this change is the reflections of cases such as discrimination, intimidation, mobbing, harassment and bullying in working life on digitalized working relations. In this study, the phenomenon of cyberbullying, which is one of the reflection areas in question, is tried to be handled in the focus of digitalized working life. As a matter of fact, cyberbullying is a problem that poses a threat to adults as well as children and directly affects social and working life as well as private life. On the other hand, cyberbullies can carry out cyber attacks by targeting not only natural persons but also legal persons. This can lead to loss of trust and income by causing the corporate image, brand value, products and services created with long years of effort and dedication to be discredited by the public. In this article, in which the relationship between cyberbullying and work life is tried to be discussed both in its own context and on the basis of cause-effect relationships, the necessity of combating cyberbullying within the framework of the digitalized nature of working life has been tried to be explained. It has been emphasized that cyber ethical principles and cyber kindness are the facts that need to be built today for the working life of the future. It has been pointed out that acting by opening up space for tolerance, empathy, compassion and kindness in digital interaction, as in face-to-face communication in working life, and developing a digital culture based on respect for human dignity and dignity will have decisive consequences for the near future.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | MAKALELER |
Authors | |
Publication Date | November 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 22 |