Yirminci yüzyıl başlarında özellikle I. Dünya Savaşı sonrasında siyasi ve hukuki bir terim olarak ‘Manda ve Himaye Sistemi’ devletlerarası siyasette bir model olarak yerini almıştır. Osmanlı Devleti’nde dönemin yetki sahibi devlet ve siyaset adamları, üst düzey komutanlar, saray ileri gelenleri, aydınlar ve Anadolu’da Milli Mücadelede ön plana çıkmış asker-siyasetçi paşalar arasında bir devletin koruması altına girilmesi tartışılmıştır. ‘Manda ve Himaye’ anlayışlarını tümden reddetmeyip mesafeli duran ve hatta tam bağımsızlık istemeyen çevreler olduğu gibi tam bağımsızlıktan yana olanlar da vardır. Erzurum ve Sivas Kongrelerinde ‘Manda ve Himaye Sistemi’ en çok tartışılan meselelerden biri olmuştur. Mustafa Kemal Paşa, Manda bir yana, en küçük bir bağımlılık ilişkisini bile onaylamadığını belirterek, “Türk ulusu ya kendi kendini kurtaracak ya da yok olacaktır” demiştir. ‘Nutuk’ adlı eserinde kendisini mandacılıkla suçlayan paşaları eleştirmiş, 1927’den sonra da bazıları ile hesaplaşma yoluna bile gitmiştir. Çağdaş araştırmalara bakıldığında ise Manda ve Himaye tartışmalarına hala objektif bakılamadığı, taraflı ve bilimsellikten uzak ifadeler kullanıldığı dikkat çekmektedir. Milli Mücadele Döneminde genel olarak Amerikan mandacılığına daha fazla eğilim olmakla birlikte Bolşevik Rusya’ya yaklaşanlar ile İngiltere, Fransa ve İtalya gibi devletlerin himayesinde kurtuluş çareleri arayanlar da olmuştur. Ancak bu devletlerin siyasi, ekonomik, askeri durumları ve Milli Mücadelenin başarıya ulaşması ‘Manda ve Himaye Sisteminin’ tesisini engellemiştir
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 14, 2019 |
Submission Date | May 3, 2018 |
Acceptance Date | March 21, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 64 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0