Batı geleneğinde hiciv, genellikle çirkin
yanlış ve gülünç âdetlerin ve olayların niteliğini zarafet ve maharetle ortaya
koymak olarak algılanmış ve böylece hiciv edebî bir tür olmanın yanı sıra
sosyal bir fonksiyon da yüklenmiştir. Doğu edebiyatlarında ise hiciv,
genellikle sosyal yönü olmayan daha çok gerçek kişilerin yerilmesine dayanan,
şahsi kinlerin ortaya döküldüğü bir tür olarak görülmüş ve müstehcen, küfürlü
bir edebiyatı akla getirmiştir. Türk edebiyatında İslamiyet’in etkisi ve
içerdiği galiz ifadeler nedeniyle hiciv türüne hoş bakılmamıştır. Tezkirelerde
ya hiciv örneklerine yer verilmemiş; ya da bu tarz şiirden kaçınmak gerektiği
konusunda fikir beyan edilerek kısa bir örnekle yetinilmiştir. Bu nedenle çoğu
şair hicviyelerinde mahlas kullanmamış ve hicivci kimliklerini şair
kimliklerinden ayrı tutmaya çalışmışlardır. Klasik Türk edebiyatında hiciv
konulu eserler, ilk olarak XIV. ve XV. asırlarda Risâletü’n-Nushiyye,
Mesnevi, Garibnâme gibi eğitici nitelikli eserler olarak karşımıza
çıkmaktadır. Özellikle XVI. yüzyıldan itibaren hiciv türünde yazılmış eser ve
temsilcilerinde büyük bir artış görülmektedir. Lâmiî Çelebi, Kemalpaşazâde,
Zâtî, Taşlıcalı Yahya, İshak Çelebi gibi şairlerle birlikte Klasik Türk
edebiyatında bir hiciv yazma geleneği oluşmaya başlamıştır. XVII. yüzyıl ise
hiciv edebiyatının zirve yaptığı bir dönem olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde
hiciv alanında edebiyat tarihimizin en meşhur şairlerinden Nefʻî olmak üzere
Kaf-zâde Fâizî, Ganî-zâde Nâdirî, Veysî, Nevʻî-zâde Atâyî, Mantıkî, Riyâzî,
Fehîm, Bahâyî, Tarzî, Tıflî gibi şairler, hiciv ve hezel sahasında şiirler
kaleme almışlardır. XVIII. yüzyılda Nedim, Sünbüzâde Vehbî, Kânî, Sürûrî,
Hevâyî gibi şairler, hiciv türüne yeni bir soluk getirmiştir. XIX. yüzyıldan
itibaren şair ve eser sayısında bir düşüş yaşanmışsa da hiciv geleneği Yeni
Türk edebiyatı bakış açısıyla günümüze kadar gelmiş, yeni ve farklı formlarla
edebiyatımızda varlığını sürdürmeye devam etmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 6 |