Philip Larkin doğayı değişimin, sıradışı güçlerin, giderek yok oluşun ve ölümün
yaşadığı yer olarak algılar (Hoffpair 263). Şiirleri yaşamın gerçek yönlerini, ancak
özellikle karanlık olan tarafını yansıtır. Örneğin: 'Dockery and Son' (Dockery ve Oğlu)
başlıklı şiirinde, "hayatın başlangıçta sıkıcı, sonra korku" olduğunu söyler (Thwaite
152). Yalnızlığın verdiği haz ve acı da Larkin'in odaklandığı konulardandır. İçinde
yaşanan an zamanın kontrolündedir. Zaman, güzelliği alıp götüren bir makine gibi
tanımlanır; karanlık gölgesiyle genç, mutlu ve güzel olan her şeyin üstünü örter ve er
geç soldurur, çürütür ve her dokunduğu yeri yıpratarak olumsuz bir sonuca yollar.
Larkin'in şiirinin içeriği, rengi ve duygu ayarını belirlemede geçmişin de Önemli bir
rolü vardır. Çaresizliğinin dozu ümidi bastırır; aktardığı sahneler kış mevsiminin
egemen olduğu bir bakışla kaybedilmiş anları resmeder. Hafızasındaki geçmişe özlemi
olumsuz bir tona akort eder. Özyaşamsal dışavurumları olumsuzluk ve yakınma içeren
bir tona sahiptir. Larkin, ne içinde bulunduğu anın sağladığı olanakların getireceği
muhteşem ortamı, ne de yeni ufuklar beklentisinde olduğu bir gelecek hayal eder. Asıl
olanı yeniden yaratma ya da değiştirme çabası da yoktur. O rastlantısal olarak yaşadığı
anlık yaşam deneyimlerinden yola çıkar ve geçmişteki olumsuz sahnelere göndermeler
yapar; bu sahneler, kaybedilen geçmiş ile sıkıcı ve doyurucu olmayan şimdi arasında
gidiş gelişlerdir.
Bu makalede, Philip Larkin'in şirindeki olumsuz nostalji örneklerle incelenecek,
Larkin'in nostaljiye getirdiği olumsuzluğun otobiyografik ve şairin tarzından
kaynaklanan nedenler tartışılacaktır.
Primary Language | tr;en |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 4, 2010 |
Submission Date | December 4, 2010 |
Published in Issue | Year 2007 Issue: 16 |